Önceliklendirme Analizi

Öncelikli Konunun Akçansa için Önemi

İş sağlığı ve güvenliği standartlarına uyum, iş yerinde çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumayı amaçlayan önlemleri, iş kazalarını önlemek ve meslek hastalıklarını azaltmak üzere hayata geçirilen uygulamaları içerir. Bu konu, yalnızca şirket çalışanlarını değil, aynı zamanda alt yüklenicileri ve tedarik zinciri dahilindeki tüm paydaşları kapsayacak şekilde ele alınır. İSG uygulamaları ve hedefleri, tüm operasyonel süreçlerde ortak bir standart sağlanmasını ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaştırılmasını hedefler.

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini öngörüp, bu etkilerin yol açabileceği zararları önleme veya en aza indirmek için gerekli tedbirleri alma, tüm değer zinciri boyunca sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik stratejiler geliştirme ve ortaya çıkabilecek fırsatları değerlendirme ile operasyonel esnekliği sağlama konularını içerir. Üretim süreçlerinin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı dirençli olması, sera gazı emisyonlarının yönetimi ve uzun vadeli iş sürekliliğini sağlamaya yönelik çalışmaları da kapsar. Bu çalışmalar yalnızca iç operasyonlarla sınırlı kalmayıp değer zincirinin tüm aşamalarını içerir.

Enerji tüketiminin etkin bir şekilde yönetilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesini kapsar. Aynı zamanda, üretim süreçlerinin optimize edilmesi, atık ısı geri kazanımı gibi teknolojilerin kullanılması, yenilenebilir enerji üretimi (RES, GES vb.) ve bu enerjinin depolanması ile ilgili çalışmaları da içerir. Enerji tüketiminin çevresel etkilerinin azaltılmasına yönelik stratejiler geliştirilmesi ve uygulanması bu kapsamda değerlendirilir.

Doğal yaşam çeşitliliğinin korunması ve iyileştirilmesi, çimento üretim tesisleri, limanlar, agrega ocakları ve hazır beton tesisleri dahil tüm operasyonel faaliyet alanlarının ve kullanılan doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini ve çevresel etkilerin en aza indirilmesini kapsar. Faaliyet alanlarında ekosistemlerin korunması, ham madde çıkarma süreçlerinden kaynaklanan arazi bozulmasının önlenmesi ve bu bozulmaların tarım üzerindeki olası olumsuz etkilerinin minimize edilmesi bu kapsamda değerlendirilir.

Çimento sektöründe atık yönetimi, tehlikeli, toksik ve üretim süreçlerinden kaynaklanan diğer atıkların yanı sıra, farklı sektörlerden gelen atıkların alternatif yakıt olarak kullanılması ve kömür gibi fosil yakıtların tüketiminin azaltılmasını kapsar. Atıkların kaynağında azaltılması, alternatif ham madde veya enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi, inşaat yıkıntı atıklarının çimento ham maddesi olarak tekrar kullanılması, geri dönüşüm ve yeniden kullanım olanaklarının artırılması ile güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi süreçlerini içerir. Ayrıca, çimento üretim tesislerinde ve entegre atık yönetim sistemlerinde atıkların toplanması, taşınması ve çevresel etkilerinin en aza indirilmesi bu konu kapsamında değerlendirilir.

Çevresel etkileri azaltmayı ve döngüsel ekonomi ilkelerini desteklemeyi hedefleyen, yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler ve çözümler geliştirilmesini kapsar. Bu, düşük karbon ayak izine sahip çimento ve beton ürünlerinin tasarlanması, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımının artırılması ve enerji verimliliği yüksek üretim süreçlerinin benimsenmesi ile sağlanır. Aynı zamanda, klinker kullanım oranının düşürülmesi yoluyla çevresel etkilerin minimize edilmesi ve yenilikçi düşük karbonlu ürünlerin geliştirilmesi bu kapsamda ele alınır.

Çimento üretim süreçleri ve değer zinciri boyunca su kullanımı ve tüketiminin havza bazlı etkileri; atık su ve proses sularının yönetimi, su geri dönüşüm ve yeniden kullanım uygulamaları gibi konulardaki performansın yönetimini kapsar. Aynı zamanda, sızıntı ve proses sularının neden olabileceği potansiyel ekolojik etkiler ile kuraklık riskine karşı alınacak önlemler de dahil olmak üzere su risklerinin yönetilmesi ve azaltılmasını içerir.

Ürünlerin kalite standartlarına ve güvenlik gereksinimlerine (kimyasal güvenlik de dahil olmak üzere) tam uyum sağlanmasıdır. Üretilen çimentonun teknik standartlara uygunluğu, kimyasal ve fiziksel özelliklerinin tutarlılığı ve güvenli kullanımı gibi konuları kapsar.

Şirketin etik prensiplere uygun dürüstlük, şeffaflık, güvenilirlik ve sorumluluk gibi değerlere dayalı olarak iş yapış yaklaşımını teşvik etmesi, yasal düzenlemeler ve regülasyonlar kapsamındaki çevresel ve sosyal standartlara tam uyum sağlamasıdır.

Cinsiyet, yaş, etnik köken, din, cinsel yönelim gibi farklılıklara dayalı ayrımcılığın önlenmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanmasını ifade eder. İş yerinde ve toplumda herkesin adil ve eşit fırsatlara sahip olduğu bir ortamın oluşturulmasıdır. Bu konu ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği odağındaki çalışmalar ve hedefleri de kapsamaktadır.

Operasyonel süreçler ve tedarik zinciri boyunca atmosfere salınan sera gazı dışındaki hava emisyonlarının yanı sıra, operasyonel faaliyetler ve tedarik zinciri kaynaklı atıkların ve toprak kirliliğinin yönetimini de kapsar. Bu konu, kirletici yükün hava ve toprak üzerindeki etkilerini dikkate alır ve çevresel etkileri en aza indirmeyi hedefler. Ayrıca, hava kalitesini iyileştirme ve kirlilik etkilerini azaltmaya yönelik fırsatların değerlendirilmesini içerir.

Yapı malzemeleri sektöründe Ar-Ge ve inovasyon, ürünlerin tasarımı, üretimi ve operasyonel süreçlerine yönelik yenilikçi çözümler geliştirmeyi ifade eder. Bu çalışmalar; enerji ve ham madde verimliliğinin artırılması, düşük karbonlu üretim tekniklerinin geliştirilmesi, alternatif yakıt ve ham maddelerin kullanımı, ürün performansının iyileştirilmesi ve çevresel ayak izinin azaltılması gibi alanlara odaklanır. Ek olarak, karbonsuzlaşma süreçlerine yönelik olarak karbon yakalama, depolama ve kullanım (CCUS) gibi yeni teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesi de bu kapsamda ele alınır.

Çalışanların ve tedarik zincirindeki iş ortaklarının temel insan haklarına saygı gösterilmesi ve bu hakları korunmasını kapsar. İşyerinde ayrımcılık, zorla çalıştırma ve çocuk işçiliği gibi insan hakları ihlallerinin önlenmesi; güvenli, sağlıklı ve adil çalışma koşullarının sağlanması öncelikli unsurlardır. Ayrıca, çalışanların haklarını destekleyen adil bir çalışma ortamı oluşturulmasına yönelik tüm çalışanlara sendikalara katılım özgürlüğünün sağlanması da bu konu içerisinde yer alır. Aynı zamanda, insan haklarına yönelik risklerin proaktif bir şekilde belirlenmesi, izlenmesi ve bu risklerin ortadan kaldırılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi bu kapsamda değerlendirilir.

Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini anlamak, yüksek kaliteli ürün ve hizmet sunarak müşteri memnuniyetini artırmayı hedefleyen stratejileri kapsar. Etkin iletişim, şeffaflık ve hızlı geri bildirim mekanizmalarının oluşturulması; müşterilere teknik destek sağlanması, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle müşteri değerinin artırılması önceliklidir. Ayrıca, müşteri geri bildirimlerinin düzenli olarak değerlendirilmesi ve bu geri bildirimlere dayanarak süreçlerin iyileştirilmesi de bu kapsamda değerlendirilir.

Şirketin toplumun ihtiyaçlarına yönelik ve topluluklar üzerinde pozitif etki yaratacak projeler geliştirilmesini ifade eder. Bununla birlikte şirket faaliyetlerinin yerel topluluklar üzerindeki potansiyel sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerini değerlendirme ve bu etkileri olumlu yönde şekillendirme çalışmalarını kapsar. Toplum sağlığı ve güvenliğine yönelik olarak ise çevresel risklerin azaltılması ve güvenli yaşam alanlarının desteklenmesi bu konuda ele alınır.

Çalışanların memnuniyet, performans ve iyi olma hallerini artırmaya yönelik uygulamaların geliştirilmesi, çalışanların iş yerindeki deneyimlerinin iyileştirilmesi ve bu doğrultuda çalışan bağlılığının artırılması konularını kapsar. Çalışan bağlılığı kapsamında ise çalışanların memnuniyetinin artırılması, iş yerinde destekleyici bir ortam yaratılması ve gelişim fırsatlarının sunulması konularını içerir.

Kapsayıcı kalkınma, tüm paydaşlar için uzun vadeli ortak değer yaratmayı ve finansal istikrarı sağlamayı hedefler. Kapsayıcı büyüme anlayışı ile finansal büyümenin faydalarının toplumun tüm kesimlerine adil ve eşit bir şekilde yayılmasını garanti altına alarak, finansal karlılığın sosyal ve çevresel sürdürülebilirlikle entegre bir şekilde gerçekleşmesini destekler.

Dijital dönüşüm, üretimden lojistiğe kadar tüm iş süreçlerinin dijital teknolojilerle iyileştirilmesini ifade eder. Bu dönüşüm; akıllı fabrikalar, otomasyon sistemleri, veri analitiği ve yapay zeka gibi çözümlerle enerji verimliliğinin artırılmasını, operasyonel maliyetlerin düşürülmesini ve kaynak kullanımının optimize edilmesini sağlar.

Şirketin müşterileri, çalışanları, tedarikçileri, yerel topluluklar, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları gibi çeşitli paydaşlarıyla düzenli ve yapıcı bir iletişim kurması ve iş birliği içerisinde hareket etmesini ifade eder. Aynı zamanda, paydaşların geri bildirimleri doğrultusunda şirketin çevresel ve sosyal performansını sürekli olarak iyileştirmesi konusunu kapsar.

Tedarik zinciri boyunca çevresel, sosyal ve etik standartlara uygunluğu sağlamak amacıyla gerçekleştirilen satın alma uygulamalarını kapsar. Sorumlu satın alma, tedarikçilerin işçi haklarına, çevresel sürdürülebilirliğe ve etik iş uygulamalarına uyumunu teşvik eder. Ayrıca, ham madde, malzeme ve hizmetlerin seçiminde yerel tedarikçilerin desteklenmesi, karbon ayak izinin azaltılması, döngüsel ekonomi ilkelerine uygun kaynakların tercih edilmesi ve tedarik zinciri boyunca izlenebilirliğin sağlanması bu kapsamda değerlendirilir.