Daha Sürdürülebilir Doğa ve Çevre

I

Su Yönetimi

Su Yönetimi

Su risklerimizi değerlendiriyor, su tüketimini azaltmaya yönelik aksiyonlar alıyor ve su geri kazanım oranlarını artırmak için yenilikçi çözümler uyguluyoruz.

Su, çimento ve hazır beton üretim süreçlerimizde önemli bir doğal kaynak olduğundan operasyonlarımızın sürekliliği açısından stratejik bir rolü bulunuyor. Su kıtlığı, özellikle sanayi sektöründe üretim süreçlerini doğrudan etkileyebilecek en önemli çevresel risklerden biri olarak öne çıkıyor. Çimento sektörü, yüksek su kullanımına ihtiyaç duyduğundan, sürdürülebilir su yönetimi Akçansa için kritik bir konu olarak öne çıkıyor.

Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı, operasyonlarımızın geleceğe dayanıklılığını artırmak ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek adına öncelikli alanlarımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda, su risklerimizi değerlendiriyor, su tüketimini azaltmaya yönelik aksiyonlar alıyor ve su geri kazanım oranlarını artırmak için yenilikçi çözümler uyguluyoruz. Su yönetimi stratejimiz, kurumsal risk yönetimi süreçlerimizle entegre edilerek operasyonlarımızda ve tedarik zincirimizde su ve deniz kaynaklarının korunmasını sağlamak amacıyla somut eylemleri içeriyor.

Su, çimento ve hazır beton üretim süreçlerimizde önemli bir doğal kaynak olduğundan operasyonlarımızın sürekliliği açısından stratejik bir rolü bulunuyor. Su kıtlığı, özellikle sanayi sektöründe üretim süreçlerini doğrudan etkileyebilecek en önemli çevresel risklerden biri olarak öne çıkıyor. Çimento sektörü, yüksek su kullanımına ihtiyaç duyduğundan, sürdürülebilir su yönetimi Akçansa için kritik bir konu olarak öne çıkıyor.

Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı, operasyonlarımızın geleceğe dayanıklılığını artırmak ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek adına öncelikli alanlarımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda, su risklerimizi değerlendiriyor, su tüketimini azaltmaya yönelik aksiyonlar alıyor ve su geri kazanım oranlarını artırmak için yenilikçi çözümler uyguluyoruz. Su yönetimi stratejimiz, kurumsal risk yönetimi süreçlerimizle entegre edilerek operasyonlarımızda ve tedarik zincirimizde su ve deniz kaynaklarının korunmasını sağlamak amacıyla somut eylemleri içeriyor.

Birleşmiş Milletler tarafından küresel su yönetimi zorluklarını çok çeşitli endüstri sektörleri, kamu sektörü, yerel topluluklar ve ekosistemler için risk oluşturduğu kabulünden yola çıkılarak oluşturulan CEO Water Mandate, hükümetler, sivil toplum ve diğer paydaşlarla ortaklık içinde kurumsal su yönetimindeki iyileştirmeleri hayata geçirmeyi ve bilgi/deneyim paylaşmayı hedeflemektedir. Akçansa olarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin (UNGC) girişimlerinden CEO Water Mandate'i Türkiye’nin yapı malzemeleri sektöründe imzalayan ilk şirket olduk. Bu doğrultuda etki alanlarımızdaki su yönetimi konusunda ülkemizde bulunan sektör oyuncularına arasında öncü olmayı hedefliyoruz.

Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı, operasyonlarımızın geleceğe dayanıklılığını artırmak ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek adına öncelikli alanlarımız arasında yer alıyor.

Su Yönetim Politikamız

Akçansa olarak su ve deniz kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı konusunda güçlü bir politika benimsiyoruz. Bu politika, çevresel etkilerimizi en aza indirgemeyi, suyun sürdürülebilir kullanımını sağlamayı ve su kaynaklarına olan bağımlılığımızı azaltmayı hedefliyor. Bu kapsamda:

  • Kaynakların Verimli Kullanımı
    Su tüketimini azaltmak ve su kaynaklarını sorumlu bir şekilde yönetmek için yağmur ve yüzey suyunu topluyor ve geri dönüşüm uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Su ayak izimizi azaltma hedefimiz doğrultusunda, su geri kazanım sistemleri ve dijital izleme teknolojilerini üretim süreçlerimize entegre ediyoruz. Çanakkale fabrikamızda devreye aldığımız dijital su izleme sistemiyle tüketimi anlık olarak takip ediyor, tüm çimento iş kolumuzda benzer sistemleri yaygınlaştırmayı planlıyoruz.

  • Risklerin ve Fırsatların Yönetimi
    Su ile ilişkili riskleri ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve TCFD (İklimle İlgili Finansal Açıklamalar Görev Gücü) önerileri doğrultusunda değerlendiriyoruz. Marmara, Kuzey Ege ve Yeşilırmak havzalarındaki tesislerimizde su stresi, kuraklık ve su kıtlığı gibi riskleri yönetmek için önleyici tedbirler alıyoruz. Ayrıca, "Su Yönetim Planı" ve 2024 yılında Yönetim Kurulu tarafından onaylanan "Su Master Planı" ile her tesisimizde yerel koşulları dikkate alarak su yönetimi uygulamalarını optimize ediyoruz.

  • Operasyonel Mükemmellik ve Sorumlu Su Yönetimi
    Su tüketimini azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak için Mevcut En İyi Teknikleri (BAT) kullanıyor, yaşam döngüsü analizi yaklaşımını benimsiyoruz. Üretim süreçlerimizden kaynaklanan atık suları geri dönüştürerek, bunları yeniden kullanma olanaklarını değerlendiriyoruz. Su yönetimi konusundaki uzun vadeli yol haritamız, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını ve BM Küresel İlkelerini desteklemektedir.

  • Paydaş İletişimi ve Şeffaflık
    ÇSY anahtar göstergelerimizi geniş bir kapsamda düzenli olarak raporluyor, yerel topluluklar, su otoriteleri ve diğer paydaşlarla aktif bir iletişim sürdürüyoruz.

Su yönetimi süreçlerimizde, Komşu Konseyi toplantıları ve ilgili tarafların talebi doğrultusunda düzenlenen ek toplantılar aracılığıyla topluluklarla aktif iletişim yürütüyoruz. Bu süreçlerden alınan geri bildirimler, politikalarımızı şekillendirmede dikkate alınıyor.

Ladik fabrikasında yüzey suyu geri dönüşüm sistemini devreye aldık ve bu sistemi fiziksel arıtma yoluyla soğutma kulelerinde alternatif su kaynağı olarak kullanıyoruz.

Su ve Deniz Kaynaklarına İlişkin Aksiyonlar ve Kaynaklar

Akçansa olarak su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi kapsamında çeşitli aksiyonlar alıyor ve kaynaklarımızı etkin bir şekilde kullanıyoruz. Çanakkale fabrikamızda devreye aldığımız dijital su izleme sistemiyle anlık tüketim takibi gerçekleştiriyoruz ve bu sistemi 2026 yılına kadar tüm çimento tesislerimize yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, kapalı çevrim sistemleri sayesinde su geri kazanım oranlarını artırarak operasyonel verimliliğimizi destekliyoruz.

Ladik fabrikasında yüzey suyu geri dönüşüm sistemini devreye alarak fiziksel arıtma yoluyla soğutma kulelerinde alternatif su kaynağı olarak kullanıyoruz. Çanakkale fabrikasında ise atık su arıtma tesislerinin modernizasyonunu tamamladık ve arıtma verimliliğini artırdık. Büyükçekmece fabrikasında, yüksek su stresi riski nedeniyle alternatif su kaynaklarının kullanımına yönelik altyapı yatırımlarını genişletiyoruz. Her yıl Büyükçekmece fabrikamızda yağmur suyuyla geri kazanılan 81.000 ton suyu tozsuzlaştırma amacı ile kullanıyoruz.

Su yönetimi stratejilerimizin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için saha ekiplerimize düzenli eğitimler veriyoruz. Bu eğitimlerde, su yönetimi teknolojilerinin kullanımı ve izleme süreçleriyle ilgili bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Su Master Planı kapsamında belirlenen projeler için finansal ve teknolojik kaynaklar tahsis ederek ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve TCFD önerileri doğrultusunda risk analizleri yapıyor ve aksiyon planlarımızı güncel tutuyoruz. Operasyonel süreçlerimizde en iyi uygulamaları hayata geçirerek su tüketimini azaltmayı ve sürdürülebilir su yönetimi hedeflerimizi desteklemeyi sürdürüyoruz.

Su risklerimizi yönetmek için Su Yönetim Planları ve Su Master Planları hazırladık.

Su ve Deniz Kaynaklarıyla İlgili Etki, Risk ve Fırsat Yönetimi

Su ve deniz kaynaklarıyla ilgili risk ve fırsatları belirlemek, değerlendirmek ve yönetmek amacıyla entegre bir yaklaşım benimsiyoruz. Risk yönetim sürecimiz, kurumsal risk yönetimi uygulamalarıyla bütünleşik bir yapıya sahip olup çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) riskleri kapsamında ele alınıyor. Bu kapsamda, tesis yöneticilerimiz, operasyon departmanımız, çevre yönetim birimimiz, risk yönetim ekibimiz ve sürdürülebilirlik birimimiz birlikte çalışarak riskleri tanımlıyor, değerlendiriyor ve raporluyor.

Su kaynaklarına yönelik risklerimizi değerlendirirken uluslararası standartlardan ve araçlardan yararlanıyoruz. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, WRI Aqueduct Aracı, IPCC İklim Değişikliği Projeksiyonları ve Heidelberg Materials Risk Yönetim Kılavuzu, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Sektörel Su Tahsis Planları bu süreçlerde temel aldığımız araçlardan bazıları. Ayrıca, iklimle ilgili su risklerine yönelik senaryo analizleri, İklimle İlgili Finansal Açıklamalara İlişkin Görev Gücü (TCFD) önerileri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Bu analizlerde, RCP 2.6, RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryolarını dikkate alarak farklı zaman dilimlerine yönelik risk değerlendirmeleri yapıyoruz.

Su risklerimizi yönetmek için Su Yönetim Planları ve Su Master Planları hazırladık. Bu planlar, toplam su tüketimimizin %85'inin gerçekleştiği üç ana çimento fabrikamızı kapsıyor. Ayrıca, dijital izleme sistemleri kullanarak su kullanımını yakından takip ediyor, kayıp ve sızıntıları önlemek için düzenli iyileştirmeler yapıyoruz.

Su kaynakları yönetimi süreçlerimizde, yerel topluluklar, düzenleyici kurumlar, müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler ve su hizmet sağlayıcılarıyla aktif iş birliği yürütüyoruz. Bu iş birliği, risk azaltma çalışmalarımızı güçlendiriyor ve fırsatları daha etkin bir şekilde değerlendirmemize olanak tanıyor.

Akçansa olarak faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde su stresi açısından farklı seviyelerde risklerle karşı karşıyayız. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) hazırladığı Aqueduct aracı ile yapılan analizler sonucunda, tesislerimizin su stresi risklerini tespit ettik. Buna göre, 8 tesisimizin yüksek su stresi (>%40-80) altında, 13 tesisimizin ise aşırı yüksek su stresi (>%80) altında bulunduğunu tespit ettik. Bu kapsamda, su yönetimi stratejilerimizi bu riskleri en aza indirecek şekilde kurguluyor, su verimliliği artırıcı projeler, su geri kazanımı ve atık su kullanımına yönelik aksiyonlar alıyoruz.

Bu riskler özellikle Marmara, Kuzey Ege ve Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşıyor. Çimento üretiminde suyun kritik bir kaynak olması nedeniyle, operasyonlarımızın su arz güvenliğini sağlamak ve su tüketimini optimize etmek amacıyla su yönetimi stratejilerimizi sürekli olarak geliştiriyoruz. Su stresi altında bulunan tesislerimizde su verimliliği projeleri, atık suyun yeniden kullanımı ve su geri kazanım sistemleri gibi önlemler hayata geçiriyoruz. 

Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.

Su RiskleriVade / Olasılık / BüyüklükFinansal Etki KanalıRiskin AçıklamasıRiskin EtkisiRisklere Yanıt Verme StratejisiRisklere Yanıt Verme Stratejisi

Risk Türü
Kronik Fiziksel – Su Stresi

Riskin Değer Zincirindeki Yeri
Doğrudan Operasyonlar

Etkilenen Bölge

Marmara ve Kuzey Ege Havzaları

Vade
Kısa, orta ve uzun vadeli

Olasılık
Olması daha muhtemel (%51-%100)

Etkinin Büyüklüğü
Orta-yüksek

Artan dolaylı (işletme) maliyetleri

İklim projeksiyonları ve senaryo analizlerimize göre, Marmara Havzası kısa vadede orta düzeyde, uzun vadede ise yüksek ila aşırı düzeyde kuraklık stresi altındadır. Ayrıca, Marmara Havzası yüksek su stresi altında bulunmaktadır. Kuraklık ve su stresi seviyeleri, yetersiz su tedarikine yol açabilir ve bu da Büyükçekmece Fabrikamız için önemli bir su kıtlığı riski oluşturmaktadır. Mevcut yöntemlerle su talebimizi karşılayamamamız, alternatif su kaynakları bulmamız gerekeceği için işletme maliyetlerinde artışa yol açacaktır. Ayrıca, Çanakkale fabrikamızın bulunduğu Kuzey Ege de su stresi ve kuraklık bakımından riskli bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Mevcut durumda Çanakkale ve Ladik fabrikalarında su maliyetlerinin olmaması gelecek dönemde potansiyel fiyatlandırmalarla bu bölgeler için ek maliyetler doğurabilir.

Akçansa'nın gelecekte karşılaşabileceği maliyet artışları, mevcut baz senaryoya (2022 fiyatları ile gelecekteki hacimler karşılaştırılarak) kıyasla hesaplanmıştır. Buna göre, Çanakkale’de su maliyetlerinde önemli bir artış yaşanabilir. Büyükçekmece’de su kullanımına halihazırda ödeme yapıldığı için artan su maliyetlerinden görece düşük etkilenmesi beklenmektedir. Kötümser iklim senaryolarında dahi Ladik’te maliyet artışının önemli düzeylere ulaşmayacağı öngörülmektedir.
Su stresine bağlı olarak farklı iklim senaryolarında Akçansa’nın maliyet artışları tespit edilmiştir. Buna göre, büyük kısmı Çanakkale tesisinden gelmek üzere, 2030 yılına gelindiğinde, yıllık Akçansa cirosunun yaklaşık %0,56’sı ile 0,88’i arasına karşılık gelen bir maliyet artışı ile karşılaşmamızın olası olduğu tespit edildi. Su stresine yönelik yaptığımız senaryo analizi çalışmalarının detayına İklim Dirençliliği ve Senaryo Analizleri bölümünden ulaşabilirsiniz.

Su stresi ve bağlı riskleri azaltmak amacıyla Akçansa’nın su stresi riskini hafifletmeye yönelik girişimlerde bulunulmaktadır. Gelecekte su tüketiminin azaltılarak iş direncinin artırılması hedeflenmektedir. Su tüketimimizin %85’inin gerçekleştiği üç çimento fabrikamızı kapsayan Su Master Planlarımızla su stresine yönelik risklerimiz etkin bir biçimde yönetiliyor. Gerçekleştirdiğimiz endüstriyel simbiyoz uygulamalarıyla su stresinin olası etkilerinin azaltılması planlanmaktadır.

Risk Türü
Akut Fiziksel – Taşkın Riskleri

Riskin Değer Zincirindeki Yeri
Doğrudan Operasyonlar

Etkilenen Bölge
Marmara ve Kuzey Ege Havzaları

Vade
Orta vadeli

Olasılık
Olması daha muhtemel (%51-%100)  

Etkinin Büyüklüğü
Orta-yüksek

Şirket varlıkları üzerinde olumsuz etkiler

2022 yılında Munich Re Location Risk Intelligence aracı kullanılarak yapılan nicel risk değerlendirmesine göre, RCP 2.6, 4.5 ve 8.5 senaryoları ve farklı zaman ufuklarına göre yapılan analizlerin sonucunda, tesislerin %25'inin uzun vadede orta-yüksek seviyede taşkın riski altında olduğu belirlenmiştir. Büyükçekmece fabrikası ve Marmara Havzası'ndaki terminal, liman, hazır beton ve agrega tesisleri, orta seviyede ani sel riski taşımaktadır. Ana etki, üretim/operasyon kesintileri, tesis ve varlıklarda fiziksel hasar olarak öngörülüyor. Bu tür bir durumda, üretimde kesinti nedeniyle gelir kaybı yaşanabilir.

Büyükçekmece fabrikası ve Marmara Havzası'ndaki diğer tesislerdeki ani sel riski, Akçansa'nın finansal pozisyonu, performansı ve nakit akışları için orta ila uzun vadede potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır. Ani sel olayları, tesislerde fiziksel hasara ve üretim kesintilerine yol açabilir. Bu kesintiler, üretim çıktılarını azaltarak potansiyel gelir kayıplarına neden olabilir. Ayrıca, sel nedeniyle oluşan hasarın onarım maliyetleri yüksek olabilir ve şirketin kârlılığını olumsuz etkileyebilir. Sürekli veya şiddetli sel olayları, altyapıyı iyileştirme ve koruyucu önlemler için ek yatırımlar gerektirebilir. Bu risk, gelecek raporlama dönemlerinde taşkın durumları yaşanması halinde hasılat, maddi ve maddi olmayan duran varlıkların alımından kaynaklı nakit çıkışları ve esas faaliyetlerden diğer giderler kalemlerinde etkilere sebep olabilir.
Hesaplanan finansal etkilere göre potansiyel etkilerin Akçansa cirosunun %0,11 ila %0,13’ü arasında olduğu tespit edildi.

Olası sel ve taşkın riskleri kurumsal risk yönetim süreçlerimize entegre edilerek yönetilmektedir. Bu risklere yanıt vermenin maliyeti ağırlıklı olarak tesislerdeki fiziksel hasarı ve ilişkili dolaylı kayıpları kapsayan sigorta primlerinden oluşmaktadır. Ani sel risklerini yönetmek için temel stratejimiz, tüm tesislerimiz için sigorta teminatı sağlamaktır. Ayrıca, 2022 yılında İş Sürekliliği Yönetim Sistemi'nin oluşturulmasına yönelik bir süreç başlatıldı. Bu kapsamda, acil durum destek planları, kriz yönetimi ve iş sürekliliği prosedürleri geliştirildi. Ayrıca, sürdürülebilirlik komitesi, sürdürülebilirlik hedeflerinin belirlenmesi ve projelerin geliştirilmesi konusunda aktif rol oynamakta ve risk azaltma stratejilerinin entegre edilmesine katkıda bulunmaktadır.

Tanımladığımız deniz seviyesinin yükselmesine bağlı riskleri İklim Değişikliği başlığı altında ele aldık.

Su Stresi Senaryoları

Su stresi senaryo analizine tüm ürün gruplarımızı ve entegre çimento tesislerimizin tümünü dahil ederek kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmaya göre, iklim değişikliği nedeniyle yağış rejimlerinde meydana gelen düzensizlikler, özellikle kurak dönemlerin uzaması ve su talebinin artması, faaliyetlerimizi etkileyebilecek önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Çanakkale ve Büyükçekmece tesislerimiz, bulunduğu bölgelerde su stresine maruz kalma olasılığı yüksek olan tesislerdir. Artan su kıtlığı, üretim süreçlerimizde aksamalara neden olabilirken aynı zamanda suya erişim maliyetlerinde de belirgin bir artış yaratabilir.

İklim senaryolarına göre, <2°C senaryosunda su yönetimi politikalarının sıkılaştırılması, daha sürdürülebilir su kullanımı stratejilerini teşvik edebilir. Ancak bu durum, suya erişim maliyetlerinin artmasına ve düzenleyici kısıtlamaların daha da sıkılaştırılmasına yol açabilir. Buna karşın, 3,5-4°C senaryosunda, su kaynaklarının azalması çok daha şiddetli bir boyuta ulaşabilir ve uzun süreli kuraklıklar operasyonlarımızı kesintiye uğratabilir.

Yaptığımız analizler, su kıtlığının özellikle Çanakkale tesisimizde üretim verimliliği üzerinde büyük bir baskı yaratabileceğini göstermektedir. Su stresi, Çanakkale bölgesinde diğer bölgelere göre daha az olduğu halde bu tesisimizin yüksek üretim hacmi, su stresine bağlı potansiyel gelir kayıplarının en fazla olmasına sebep olmaktadır. Büyükçekmece tesisimizde ise, su fiyatlarındaki artışlar ve kısıtlı kaynak erişimi, işletme maliyetlerini yukarı çekecektir. Ladik tesisimizde şu an için büyük bir risk öngörülmemekle birlikte, gelecekte bölgesel su yönetimi politikalarındaki değişiklikler, bu tesisi de etkileyebilir.

Senaryo analizinin sonuçlarını değerlendirerek su stresine karşı dayanıklılığımızı artırmak üzere Su Master Planlarımız doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.

Su FırsatlarıVade / Olasılık / BüyüklükFinansal Etki KanalıFırsatın AçıklamasıFırsatın EtkisiFırsatı Değerlendirme Stratejisi

Fırsat Türü
Kaynak Verimliliği- Geri Dönüşüm Kullanımı

Fırsatın Değer Zincirindeki Yeri
Doğrudan Operasyonlar

Etkilenen Bölge
Marmara Havzası

Vade
Kısa vadeli

Olasılık
Muhtemel (%66-%100)

Etkinin Büyüklüğü
Düşük

Azalan Doğrudan Maliyetler

Uzun vadede su kıtlığının artışı, işletme maliyetlerini artırarak özellikle yüksek su tüketimi olan sektörler için önemli bir risk oluşturmaktadır. Ancak, bu zorluk aynı zamanda su verimliliği önlemlerini uygulayan şirketler için kısa vadede bir fırsat sunmaktadır. Akçansa’da tatlı su çekimi azaltılarak su kıtlığına bağlı finansal baskılar hafifletilebilir ve operasyonel dayanıklılığımız artırılabilir. Bu kapsamda, su tüketimimizi optimize etmek için Su Yönetim Planımız uygulanmaktadır. Bu kapsamlı plan, tatlı su kaynaklarına bağımlılığı azaltmayı, su verimliliğini artırmayı ve yağmur suyu ile atık suyun geri dönüştürülmesini içermektedir. Su Master Planımız, gelecekteki suyla ilgili risklere karşı hazırlıklı olmamızı sağlamaktadır.

Su verimliliği girişimlerimiz sayesinde sağlanan maliyet tasarrufları, rekabet avantajımızı artırarak daha iyi sermaye tahsisine olanak tanımaktadır. Bu olumlu nakit akışı etkisi, şirketimizin finansal esnekliğini artırarak sürdürülebilirlik girişimlerine veya diğer stratejik fırsatlara yatırım yapmamıza imkân tanımaktadır. 2024 yılında CEO Water Mandate girişimine katılarak su yönetimi taahhütlerimizin daha da güçlendirilmesi ve su verimliliği uygulamalarımızı genişletilmesi planlanmaktadır. Kısa vadede bu önlemler, marjlarımızı desteklerken kaynak verimliliğine ve sürdürülebilirliğe verilen önemin arttığı sektörde finansal konumumuzu güçlendirmektedir.Su verimliliğini ve geri dönüşümünü artırmak ile sağlayacağımız potansiyel finansal fayda, yıllık ciromuzun yaklaşık %0,06’sına denk gelmektedir.

Uzun vadede su kıtlığındaki artışın işletme maliyetlerimizi artıracağı öngörülse de kısa vadede su verimliliği önlemleri uygulanarak su tüketimimizin azaltılması önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsatın, tesislerimizde düşük su maliyetleriyle operasyonlarımızın sürdürülmesinin sağlanmasını öngörüyoruz. Elde edilen her türlü maliyet tasarrufu, rekabet avantajı ve daha iyi sermaye tahsisi sağladığı için günümüzün iş ortamında stratejik bir fırsat olarak değerlendirilmektedir.

Fırsat Türü
Ürün ve Hizmetler - Ar-Ge ve İnovasyon Yoluyla Yeni Ürün veya Hizmet Geliştirme

Fırsatın Değer Zincirindeki Yeri
Doğrudan Operasyonlar

Etkilenen Bölge
Türkiye geneli

Vade
Kısa vadeli

Olasılık
Çok Muhtemel (%90-%100)

Etkinin Büyüklüğü
Orta-Düşük

Ürün ve Hizmetlere Olan Talebin Artmasına Bağlı Gelir Artışı

Aşırı iklim olaylarının etkisini en aza indirmek için geliştirilen yeni ürünlerin satışlarının sürekliliğini sağlamak Akçansa için önemli bir fırsattır. Özellikle su geçirgen beton ve yüksek geçirgenlik direncine sahip beton gibi ürünler, sel gibi aşırı iklim olaylarında toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olmaktadır. Ayrıca, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine ve suyla ilgili risklere karşı altyapının dayanıklılığını artırmaya yönelik iklim uyum çabalarının artmasıyla özel yapı malzemelerine olan talebin de artması beklenmektedir.

Aşırı iklim olaylarının etkisini en aza indirmeye yönelik inovatif ürünlerimizin satışları, büyüyen özel yapı malzemeleri pazarındaki fırsatlardan yararlanmamızı sağlamaktadır. İklim uyumuna yönelik çabaların artmasıyla birlikte, dayanıklı ürünlerimize olan talebin de artması öngörülmektedir. Bu gelişme, pazar payımızı artırarak gelir büyümesini desteklemekte ve finansal performansımıza olumlu katkı sağlamaktadır. Ürün portföyümüzü çeşitlendirmemiz sayesinde satışlarımızın artırılarak kârlılığın yükseltilmesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda, bu inovatif ürünlerin istikrarlı satışlarını sürdürmek, nakit akışlarını güçlendirerek piyasa dalgalanmalarına karşı tampon oluşturmakta ve uzun vadeli finansal istikrarımızı desteklemektedir. 2024 yılında sürdürülebilir ürün ve hizmetlerin satışından elde ettiğimiz gelir, tüm satış gelirlerimizin %33,11’ini oluşturarak hasılata yansıdı. 2030 yılına kadar sürdürülebilir hazır beton ve çimento ürünlerinden elde edeceğimiz gelirlerin, bu ürün ve hizmetlerin tüm satışının içerisinde %75’lik bir paya ulaşması hedeflenmektedir.

İklim uyumuna yönelik çabaların artması ve aşırı iklim olaylarının etkisini azaltmaya yönelik ürünlere duyulan ihtiyacın yükselmesiyle, dayanıklı yapı malzemelerimize olan talebin artması öngörülmektedir. Yeni geliştirilen ürünlerin satışlarının sürekliliğini sağlamak, hem pazar payımızı artıracak hem de uzun vadede finansal istikrarımızı güçlendirecektir. Özellikle su geçirgen betonlar ve yüksek dirençli betonlar, bu ihtiyacı karşılamak için kritik ürünler olarak öne çıkmaktadır.

Metrik ve Hedefler

Su ve deniz kaynaklarını korumak ve su yönetim performansımızı geliştirmek için öncelikle tatlı su kullanımını azaltmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, 2030 yılına kadar 2022 baz yılına göre ton üretim başına toplam su çekimimizi %20 azaltmayı hedefliyoruz. 2023 yılında %6 olan azaltım oranı 2024 yılında %15’e yükseldi.

2024 yılında toplam 2,2 milyon m³ su çekimi gerçekleştirilmiş olup bu miktarın yaklaşık 2,1 milyon m³’ü
yüksek ve çok yüksek su stresi altındaki bölgelerden çekilmiştir. 2024 yılında bir önceki yıla göre su çekimimiz yaklaşık %10, yüksek su stresi altındaki bölgelerden su çekimimiz ise %11 oranında azaldı. Yaklaşık 1,7 milyon m³ suyu ise proseslerde tekrar kullandık. Bununla beraber suyun geri kazanımı konusunda yaptığımız çalışmalar doğrultusunda su geri kazanım oranımız 2024 yılında %90 olarak gerçekleşti.

2024 yılında tatlı su çekimimiz bir önceki yıla göre %16, 2022 yılına göre %18 azalarak 1,7 milyon m³ olarak gerçekleşti. Tatlı suyu, uluslararası standartlar çerçevesinde toplam çözünmüş katı madde konsantrasyonu 1.000 mg/L veya daha düşük olan su olarak tanımlıyoruz.

Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.

Su Çekimi (m³)202220232024

Şebeke Suyu

75.506

44.146

52.602

Yüzey Suları

2.488

-

-

Yeraltı Suyu (Kuyu Suyu)

2.021.002

2.009.837

1.669.078

Yağmur Suyu

81.000

81.000

81.000

3. Parti Kaynaklarından Kullanılan Sular (Satın alma suyu)

364.177

332.381

413.085

Toplam

2.544.173

2.467.365

2.215.765

Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.

Yüksek Su Stresi Altındaki Bölgelerde  Su Çekimi (m³)202220232024

Şebeke Suyu

75.506

44.146

52.602

Yüzey Suları

-

-

-

Yeraltı Suyu (Kuyu Suyu)

1.953.815

1.918.442

1.563.050

Yağmur Suyu

81.000

81.000

81.000

3. Parti Kaynaklarından Kullanılan Sular (Satın alma suyu)

364.177

332.381

413.085

Yüksek Su Stresi Altındaki Bölgelerde Toplam Su Çekimi

2.474.498

2.375.969

2.109.737

İletişim

Akçansa 2024 Entegre Faaliyet Raporu ile ilgili daha fazla bilgi almak, görüş ve önerilerinizi paylaşmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip ederek güncel içeriklerimize ulaşabilirsiniz.

Yasal Uyarı

Akçansa 2024 Entegre Faaliyet Raporu (“Rapor”), Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Akçansa”) tarafından hazırlanmıştır. Rapor kapsamında yer alan ve Akçansa tarafından hazırlanan TSRS uyumlu senaryo analizleri, finansal önemlilik çalışmaları, iklim değişikliği odaklı fiziksel ve geçiş riskleri dahil tüm çalışmalar Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin verilerine, hesaplamalarına, uzman görüşüne ve ulusal/uluslararası standartlara dayanmakta olup, üçüncü şahıs/firmaların bu varsayımlardan faydalanması sonucunda ortaya çıkabilecek kayıp/zararlardan Akçansa sorumlu değildir.