İklim Değişikliğiyle Mücade
I
Kurumsal Risk Yönetimi
Akçansa olarak kurumsal risk yönetimi metodolojisi çerçevesinde tanımlanan riskleri, kurumsal risk yönetimi standart uygulamaları ve iyi uygulamaları baz alarak yönetiyoruz. Çevresel, sosyal, yönetişim, operasyonel, stratejik, finansal ve uyum alanındaki riskleri bütüncül bir şekilde ele alıyor, yüksek önem seviyesinde belirlenen riskleri düzenli olarak değerlendiriyor, takip ediyor ve raporluyoruz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 378. maddesine uyumlu olarak oluşturduğumuz Riskin Erken Saptanması Komitesi ile şirketimizin varlığını, gelişimini ve devamını etkileyebilecek riskleri değerlendiriyor ve kurumsal risk yönetimi iştahımıza uygun aksiyonlar alınmasını sağlıyoruz. İlgili komiteye düzenli aralıklarla riskler ve alınan önlemler hakkında sunumlar yapıyor ve bilgilendirmeler gerçekleştiriyoruz.
Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan Riskin Erken Saptanması Komitesi’ne raporlama yapan Kurumsal Risk Yönetimi Departmanı, risklerin etkin yönetimine ilişkin raporlamalar gerçekleştirerek ve tavsiyelerde bulunarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Komite, hazırlanan risk raporlarını değerlendiriyor, alınması gereken önlemlerle ilgili öneriler sunuyor, risk yönetimi süreçlerini düzenli olarak gözden geçiriyor ve risklerin yönetiminden sorumlu birimlerdeki uygulamaların komite kararlarına uygun şekilde yürütülmesini sağlıyor.
Risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerini yapılandırmak ve güçlendirmek amacıyla Üçlü Savunma Hattı yaklaşımını benimsiyoruz.
Bu modelde, her bir savunma hattı farklı bir rol üstlenerek organizasyon genelinde risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin etkinliğini artırıyor.
Birinci Hat
Birinci savunma hattında, riskleri üstlenen ve yöneten operasyonel birimlerin iç kontrolleri ve yönetim kontrolleri yer alıyor. Bu hat, riskin doğrudan sahipleri olan operasyonel yönetim tarafından yürütülüyor. Operasyonel yönetim, fabrikalar, hazır beton tesisleri, limanlar ve terminallerde görev yapan sorumlu yöneticileri kapsıyor.
İkinci Hat
Organizasyonun risk yönetimi, uyum, iç denetim ve diğer kontrol süreçlerini destekleyerek birinci hattın etkinliğini değerlendiriyor ve riskleri izliyor. Ayrıca yönetim stratejilerini ve prosedürlerini geliştiriyor, eğitim ve rehberlik sağlıyor. Bu kapsamda yönetsel faaliyetlere destek veren finansal kontrol, risk yönetimi, uyum kontrolleri, bilgi teknolojileri, sistem güvenliği, iç kontrol, fiziki güvenlik, iş güvenliği, siber güvenlik, bilgi güvenliği, hukuki kontrol, insan kaynakları, tedarik zinciri kontrolleri ve kalite güvence gibi birimler ikinci savunma hattını oluşturuyor.
Üçüncü Hat
Organizasyonun tüm risk yönetimi süreçlerinin ve kontrollerinin bağımsız bir şekilde değerlendirilmesini sağlıyor. Bağımsız ve objektif güvence ve danışmanlık sağlayan iç denetim fonksiyonu, birinci ve ikinci hatların etkinliğini değerlendirerek iyileştirme önerileri sunuyor. Üst yönetime ve denetim komitesine bağımsız bir güvence sağlayarak organizasyon genelinde risk yönetimi süreçlerinin güçlendirilmesine katkıda bulunuyor.
Risk yönetim süreçlerimiz kapsamında, riskleri tespit ediyor, tanımlıyor, etki ve olasılık değerlendirmelerini yapıyor, risk skorlarını hesaplıyor, alınan önlemleri belirliyor ve riskleri takip ederek sürekli güncelliyoruz. Bu süreçte çeşitli analiz yöntemleri ve raporlama araçları kullanarak risklerin etkin yönetimini sağlıyoruz.
Kurumsal raporlamalarımızı ÇSY ve sürdürülebilirlik boyutlarıyla birlikte bütünleşik bir yaklaşımla ele alıyoruz. Düşük karbon ekonomisine geçiş, üretim faaliyetlerinin değerlendirilmesi, operasyonları çevreye duyarlı yürütme, doğal kaynakları etkin kullanma, su ve deniz kaynakları, biyoçeşitlilik ve ekosistem üzerindeki etkiler, yatırımcı ilişkileri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve insan odaklı yönetim kültürü gibi başlıkları, risk ve fırsat potansiyelleri açısından eş zamanlı olarak analiz ediyoruz. Tanımladığımız tüm sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını Akçansa’da mevcut kurumsal risk yönetim çerçevemize entegre ederek yönetiyoruz.
İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü’nün (Task Force on Climate-related Financial Disclosures - TCFD) imzacısı olarak, iklim riskleri ve diğer ÇSY boyutlu riskleri kurumsal risk yönetimi, iş sürekliliği ve kriz yönetimi süreçlerimize entegre ederek takip ediyoruz. Bu kapsamda, karbon emisyonları ve iklim riskleriyle ilgili ilerlememizi CDP beyanları aracılığıyla düzenli olarak raporlayarak şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırıyoruz. Risk yönetim süreçlerimizde sürdürülebilirlik ile ilgili riskleri belirlemek, değerlendirmek, önceliklendirmek ve izlemek amacıyla çok yönlü veri kaynaklarından yararlanıyoruz. Şirket içi veriler, üretim süreçlerinden elde edilen operasyonel veriler, karbon emisyonları,kirletici hava emisyonları atık yönetimi, su yönetimi ve enerji kullanımı gibi çevresel göstergeleri kapsarken, finansal analizler enerji maliyetleri, ürün gelir-gider verileri, sürdürülebilirlik yatırımları ve operasyonel kârlılık gibi göstergelerle destekleniyor. Bununla birlikte, dış veri kaynaklarından TÜİK istatistiklerini, Dünya Bankası raporlarını, uluslararası iklim projeksiyonlarını ve sektör özelinde hazırlanan araştırmaları, sürdürülebilirlik risklerinin öngörülmesi ve değerlendirilmesi için kullanıyoruz.
Tüm faaliyet kollarımız ve tesislerimiz kapsamında sürdürülebilirlik risklerini gözetirken, risklerin etkilerinin niteliğini, olasılığını ve büyüklüğünü belirlemek için hem nitel hem de nicel analiz yöntemlerini kullanıyoruz. Önemli finansal ve stratejik etkiler taşıyan riskleri, kritik riskler olarak sınıflandırıyor, işletmenin tamamını tehdit edebilecek düzeydeki etkiler olarak tanımlıyoruz. Bu kapsamda, kurumsal düzeyde önemli riskleri şu şekilde belirliyoruz:
Nicel olarak, yıllık bazda 500.000 ABD Doları veya 17.610.0009 Türk Lirası üzerindeki riskleri önemli riskler olarak kabul ediyoruz. Finansal pozisyonumuz dikkate alınarak son yılın USD bazlı net karının yaklaşık %1’ine karşılık gelen 500.000 ABD Doları tutarı tayin edilmiştir.Nitel olarak, temel iş modelimizi ve iş sürekliliğimizi tehdit eden, risk kategorileri kapsamında değerlendirilen ve Risk Değerlendirme Metodolojisi ile hesaplanan riskleri stratejik açıdan kritik riskler olarak tanımlıyoruz. Bu kapsamda, finansal etkileri yalnızca doğrudan mali kayıplarla değil, aynı zamanda operasyonel aksaklıklar, itibar riski, düzenleyici riskler ve uzun vadeli iş sürdürülebilirliğine yönelik etkiler çerçevesinde de değerlendiriyoruz.
Bu kapsamda, lokasyon bazlı tesis değerlendirmeleri gerçekleştirerek, her tesisin bulunduğu bölgenin çevresel ve sosyal dinamiklerine özgü risk faktörlerini dikkate alıyor, operasyonlarımızın farklı coğrafyalardaki etkilerini detaylı bir şekilde analiz ediyoruz. Bir önceki raporlama dönemine kıyasla bu süreçlerde herhangi bir değişiklik yapılmamış olup, risk yönetim yaklaşımımızı mevcut metodolojiler ve politika çerçeveleri doğrultusunda sürdürüyoruz. Ancak, sürdürülebilirlik risklerini daha etkin yönetmek ve izlemek amacıyla veri analiz kapasitemizi güçlendirmeye ve süreçlerimizi sürekli iyileştirmeye yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bununla birlikte, dış veri kaynaklarından TÜİK istatistiklerini, Dünya Bankası raporlarını, uluslararası iklim projeksiyonlarını ve sektör özelinde hazırlanan araştırmaları, sürdürülebilirlik risklerinin öngörülmesi ve değerlendirilmesi için kullanıyoruz.
Tüm faaliyet kollarımız ve tesislerimiz kapsamında sürdürülebilirlik risklerini gözetirken, risklerin etkilerinin niteliğini, olasılığını ve büyüklüğünü belirlemek için hem nitel hem de nicel analiz yöntemlerini kullanıyoruz. Önemli finansal ve stratejik etkiler taşıyan riskleri, kritik riskler olarak sınıflandırıyor, işletmenin tamamını tehdit edebilecek düzeydeki etkiler olarak tanımlıyoruz. Bu kapsamda, kurumsal düzeyde önemli riskleri şu şekilde belirliyoruz:
Nicel olarak, yıllık bazda 500.000 ABD Doları veya 17.610.0009 Türk Lirası üzerindeki riskleri önemli riskler olarak kabul ediyoruz. Finansal pozisyonumuz dikkate alınarak son yılın USD bazlı net karının yaklaşık %1’ine karşılık gelen 500.000 ABD Doları tutarı tayin edilmiştir.
Nitel olarak, temel iş modelimizi ve iş sürekliliğimizi tehdit eden, risk kategorileri kapsamında değerlendirilen ve Risk Değerlendirme Metodolojisi ile hesaplanan riskleri stratejik açıdan kritik riskler olarak tanımlıyoruz. Bu kapsamda, finansal etkileri yalnızca doğrudan mali kayıplarla değil, aynı zamanda operasyonel aksaklıklar, itibar riski, düzenleyici riskler ve uzun vadeli iş sürdürülebilirliğine yönelik etkiler çerçevesinde de değerlendiriyoruz.
Bu kapsamda, lokasyon bazlı tesis değerlendirmeleri gerçekleştirerek, her tesisin bulunduğu bölgenin çevresel ve sosyal dinamiklerine özgü risk faktörlerini dikkate alıyor, operasyonlarımızın farklı coğrafyalardaki etkilerini detaylı bir şekilde analiz ediyoruz. Bir önceki raporlama dönemine kıyasla bu süreçlerde herhangi bir değişiklik yapılmamış olup, risk yönetim yaklaşımımızı mevcut metodolojiler ve politika çerçeveleri doğrultusunda sürdürüyoruz. Ancak, sürdürülebilirlik risklerini daha etkin yönetmek ve izlemek amacıyla veri analiz kapasitemizi güçlendirmeye ve süreçlerimizi sürekli iyileştirmeye yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz.
9 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 31/12/2024 tarihinde ilan edilen 35,22 USD/TRY gösterge kuru esas alınarak hesaplanmıştır.
Başta iklim bağlantılı riskler ve fırsatlar olmak üzere sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının finansal etkilerini tespit etmeye yönelik çalışmalarımızı sürekli olarak geliştiriyoruz.
Sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarımızı değerlendirirken Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu’nun (SASB) İnşaat Malzemeleri sektör ekinde belirlenmiş olan açıklama konularını ele alarak analiz ettik. Bu kapsamda, TSRS ve ESRS ile uyumlu olarak raporumuzun İklim Değişikliği, Hava Kalitesi, Kaynak Kullanımı ve Döngüsellik, Su Yönetimi ve Biyoçeşitlilik ve Arazi Kullanımı bölümlerinde tanımladığımız sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını açıkladık.
İklim değişikliği ve su yönetimine ilişkin riskler ve fırsatlar, mevcut durumda organizasyonumuzu daha fazla etkileme potansiyeline sahip olup bu konudaki risk ve fırsatlarımıza yönelik daha detaylı analizler mevcuttur. Hava kalitesi ve biyoçeşitlilik konularında faaliyetlerimizden kaynaklanan riskleri tespit edip yönetmekle birlikte, bu risklerin Akçansa’nın faaliyetleri ve finansal performansı üzerinde makul düzeyde risk teşkil etmediğini tespit ettik. Bununla beraber kaynak kullanımı ve döngüsellikle ilgili risk ve fırsatlarımızı ilgili rapor bölümünde detaylandırdık, aynı zamanda bu risk ve fırsatlardan iklim değişikliği konusu ile ilişkili olan konuları da İklim Değişikliği bölümünde ele aldık. Sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarımızın gelecek raporlama döneminde finansal tablolarda raporlanan varlık ve yükümlülüklerin defter değerinde önemli bir değişikliğe veya düzeltmeye gerek duyulacak bir etkisinin bulunmadığını tespit ettik.
Başta iklim bağlantılı riskler ve fırsatlar olmak üzere sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının finansal etkilerini tespit etmeye yönelik çalışmalarımızı sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda ilgili raporlama döneminde iklim ve su risklerimizin ve fırsatlarımızın finansal etkilerini tespit ettik, raporun İklim Değişikliği ve Su Yönetimi bölümlerinde söz konusu finansal etkileri detaylandırdık.
Raporumuzda yer alan finansal etki tutarları içerisinde yüksek düzeyde ölçüm belirsizliği tabi bir tutar bulunmamaktadır, ölçüm belirsizliğinin yüksek düzeyde olduğu riskler için finansal etki çalışmaları devam ediyor.
Bu kapsamda, ölçüm belirsizliklerinden ötürü ve yeterli dışsal ve şirket içi veri bulunmadığı için kaynak kullanımı, atık yönetimi, hava kalitesi ve biyoçeşitlilik risklerinin ve fırsatlarının finansal etkilerine yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelecek raporlama dönemlerinde bu sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarımızı da ulusal ve uluslararası kaynakların gelişmesiyle beraber finansal etki boyutunda ele alacağız.
İklim değişikliği kapsamında değerlendirdiğimiz risk ve fırsatlara dair daha detaylı bilgi için raporumuzun İklim Değişikliği bölümünden ulaşabilirsiniz.
Su ve deniz kaynakları kapsamında değerlendirdiğimiz risk ve fırsatlara dair daha detaylı bilgi için raporumuzun
Su Yönetimi bölümünden ulaşabilirsiniz.
Hava kalitesi kapsamında değerlendirdiğimiz risk ve fırsatlara dair daha detaylı bilgi için raporumuzun Hava Kalitesi bölümünden ulaşabilirsiniz.
Kaynak kullanımı ve atık yönetimi kapsamında değerlendirdiğimiz risk ve fırsatlara dair daha detaylı bilgi için raporumuzun Kaynak Kullanımı ve Döngüsel Ekonomi bölümünden ulaşabilirsiniz.
Biyoçeşitlilik ve arazi kullanımı kapsamında değerlendirdiğimiz risk ve fırsatlara dair daha detaylı bilgi için raporumuzun Biyoçeşitlilik ve Arazi Kullanımı bölümünden ulaşabilirsiniz.
İş Sürekliliği Yönetimi
ISO 22301 İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Standardı’nı baz alarak, faaliyetlerimizi olası kesintiler sonrasında kabul edilebilir seviyede sürdürebilmek için iş sürekliliği yönetimini şirket genelinde uyguluyoruz. Kriz yönetimi ve iş kurtarma planlarını geliştiriyor, bu planların etkinliğini artırmak amacıyla düzenli gözden geçirmeler gerçekleştiriyoruz.
Afet yönetimi ve operasyonel dayanıklılığı artırmak için yürüttüğümüz çalışmaları tüm süreçlerimize entegre ediyor ve risklerin olası etkilerini en aza indirmeye odaklanıyoruz.
Risk yönetim kültürünü güçlendirmek adına çalışanlarımızın risk farkındalığını artırmaya öncelik veriyor ve bu farkındalığı sürekli geliştirmek için düzenli Kurumsal Risk Yönetimi, Kriz Yönetimi, İş Sürekliliği ve Sigorta eğitim programlarını hayata geçiriyoruz.
Yasal Uyarı
Akçansa 2024 Entegre Faaliyet Raporu (“Rapor”), Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Akçansa”) tarafından hazırlanmıştır. Rapor kapsamında yer alan ve Akçansa tarafından hazırlanan TSRS uyumlu senaryo analizleri, finansal önemlilik çalışmaları, iklim değişikliği odaklı fiziksel ve geçiş riskleri dahil tüm çalışmalar Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin verilerine, hesaplamalarına, uzman görüşüne ve ulusal/uluslararası standartlara dayanmakta olup, üçüncü şahıs/firmaların bu varsayımlardan faydalanması sonucunda ortaya çıkabilecek kayıp/zararlardan Akçansa sorumlu değildir.