İklim Değişikliğiyle Mücade
I
İklim Değişikliği
Akçansa olarak iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumu en öncelikli konularımızdan biri olarak görüyor ve bu doğrultuda üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Karbon yoğun bir sektörde faaliyet göstermemiz nedeniyle, küresel emisyonların azaltılmasında önemli bir rol üstleniyoruz. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (BM SKA) ve Paris Anlaşması’nı benimsiyor, iklim stratejimizi tüm paydaşlarımıza değer yaratacak şekilde bu uluslararası anlaşmalarla uyumlu olarak geliştiriyoruz.
TCFD (İklim Bağlantılı Açıklamalar Görev Gücü) tavsiyeleri ve yönergeleri doğrultusunda tanımladığımız iklim değişikliği ile ilgili risk ve fırsatları stratejik yönetim süreçlerimize entegre ediyor, kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle yönetiyoruz. Küresel ve ulusal düzenlemeleri yakından takip ederek 2014 yılından bu yana imzacısı olduğumuz Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (UNGC) destekleyecek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İklim değişikliğine yönelik azaltım ve uyum faaliyetlerimizi, ulusal ve uluslararası sektörel girişimlere aktif katılım sağlayarak geliştiriyoruz. Düşük karbon ekonomisine geçiş fırsatlarını değerlendirirken performans artırıcı uygulamalar ve iş birlikleri ile operasyonel süreçlerimizi sürekli iyileştiriyoruz. Karbon ayak izimizi en düşük seviyeye indirebilmek için tüm değer zincirimizi analiz ediyor, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir ürün dönüşümü çalışmalarımızla karbonsuzlaşma yolculuğumuza hız veriyoruz.
Yönetişim
Akçansa Yönetim Kurulu, tüm sürdürülebilirlik konularında en yüksek düzeyde sorumluluğa sahiptir.
Yönetim Kurulu Gözetimi ve Sorumlulukları
Akçansa Yönetim Kurulu, iklim stratejisi, politikalar, riskler ve fırsatlar dahil olmak üzere tüm sürdürülebilirlik konularında en yüksek düzeyde sorumluluğa sahiptir. Yönetim Kurulu Başkanı, her toplantıda CEO tarafından Sürdürülebilirlik Yürütme Komitesi adına bilgilendiriliyor ve sürdürülebilirlik vizyonumuzun, stratejimizin ve risk yönetim çerçevemizin belirlenmesini sağlıyor. Ayrıca, politika, hedef ve eylem planlarını onaylayarak sürdürülebilirlik alanındaki taahhütlerimizi pekiştiriyor. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, sürdürülebilirlik önceliklerinin belirlenmesinde ve ilerlemenin takibinde önemli bir rol üstleniyor. Bu kapsamda, Sürdürülebilirlik Müdürü’nden aylık veya gerektiğinde daha sık rapor alarak gelişmeleri yakından takip ediyor. Diğer Yönetim Kurulu Üyeleri ise, sürdürülebilirlik odaklı operasyonlarımızı denetliyor, şirketimizin stratejik yönünü gözetiyor ve 2030 Sürdürülebilirlik Hedeflerimiz doğrultusunda ilerlememizi sağlıyor.
İklimle ilgili konuları sürdürülebilirlik yönetişim çerçevemiz kapsamında ele alıyor, risk yönetimi, stratejik karar alma ve finansal planlama süreçlerimizle entegre bir şekilde yönetiyoruz.
Yönetim Kurulunun iklim bağlantılı yetkinliğini güçlendirmek amacıyla aşağıdaki mekanizmalar uygulanıyor:
Konuya özel uzmanlardan oluşan iç çalışma grupları ile düzenli istişareler
Dış paydaşlar ve çevresel uzmanlarla periyodik görüşmeler
Yönetim Kurulu aday belirleme süreçlerine çevresel uzmanlığın entegrasyonu
Yönetim Kurulu üyeleri için düzenli çevresel eğitimler ve en iyi uygulama rehberleri (örn; TCFD, SBTi)
Yönetim Ekibinin İklim Yönetişimindeki Rolü
Genel Müdür başkanlığında faaliyet gösteren ve İcra Kurulu üyelerinden oluşan Sürdürülebilirlik İcra Komitesi, sürdürülebilirlikle ilgili politikaların geliştirilmesi, Yönetim Kurulu onayına sunulması ve bu doğrultuda iş planlarının hazırlanmasından sorumludur. Bununla beraber, bazı üst yönetim fonksiyonlarının iklim bağlantılı konuların yönetiminde spesifik sorumlulukları bulunur:
Genel Müdür (CEO), iklimle ilgili tüm çalışmaların sorumluluğunu üstlenir ve iklim stratejisini şirketin ana politikalarına entegre eder. Emisyon azaltım projelerini, Ar-Ge girişimlerini ve düşük karbonlu ürün geliştirme süreçlerini yönetir, gerekli kaynakları tahsis eder ve iklim dönüşüm planının uygulanmasını takip eder.
CFO, iklim yatırımları, sürdürülebilir finans projeleri ve karbon azaltımına yönelik bütçeleme süreçlerini yönetir. Kurumsal Yönetim Komitesi’nin sekretaryasını yürüterek, TCFD önerileri doğrultusunda iklim risklerini ve fırsatlarını raporlar, yatırımcıları bilgilendirir.
Sürdürülebilirlik Müdürü, CEO’ya doğrudan raporlama yapar ve diğer yöneticilerle birlikte iklim hedeflerini belirler. Risk Müdürü ile iş birliği içinde iklim risklerini değerlendirir, azaltım eylemlerini planlar ve inovasyon projelerini takip eder. Yönetim Kurulu Başkanı ve Başkan Yardımcısı’na düzenli rapor sunar.
Sürdürülebilirlik yönetişim yapısına dair daha detaylı bilgiye ulaşmak için raporun Sürdürülebilirlik Yönetişimi bölümünü inceleyebilirsiniz.
Yıllık hedeflerin gerçekleştirilmesi durumunda ilgili yöneticilere finansal teşvik sağlanarak sürdürülebilirlik performansı destekleniyor.
İklim Performansının Teşvik Mekanizmalarına Entegrasyonu
Akçansa'da hedeflere dayalı bir performans yönetim süreci uyguluyoruz. Performans hedefleri şirket genelinden bireysel seviyeye doğru kademeli olarak belirleniyor. Üst yönetimin performans bazlı teşviklerinin %20’si doğrudan sürdürülebilirlik hedeflerine bağlıdır. Bu doğrultuda, Genel Müdür ve İcra Kurulu Üyeleri için belirlenen teşvik kriterleri arasında CO₂ emisyon azaltımı, alternatif yakıt kullanımı, enerji verimliliği ve klinker oranının düşürülmesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi sürdürülebilirlik odaklı göstergeler yer alıyor. Yıllık hedeflerin gerçekleştirilmesi durumunda ilgili yöneticilere finansal teşvik sağlanarak sürdürülebilirlik performansı destekleniyor. Bu doğrultuda öncelikle şirketin kurumsal performans göstergeleri ve Genel Müdür hedefleri oluşturuluyor, ardından Genel Müdür Yardımcılarının hedefleri belirleniyor ve son olarak diğer çalışanların hedefleri şekillendiriliyor.
Tüm seviyelerdeki performans hedefleri, CO₂ emisyonlarının azaltılması, alternatif yakıt kullanımı, alternatif yakıtlardaki biyokütle oranı, ham madde verimliliği, dijitalleşmenin çevresel performansa katkısı, enerji yönetimi, biyoçeşitlilik hedefleri, su verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, emisyon yönetiminin iyileştirilmesi ve kaynak verimliliği gibi çeşitli sürdürülebilirlik KPI’larını (Anahtar Performans Göstergeleri) kapsıyor.
Çalışanlar, belirlenen bireysel hedeflerini gerçekleştirirken aynı zamanda şirketin ekonomik hedeflerine ulaşması durumunda performans puanları doğrultusunda finansal teşvik almaya hak kazanıyor. CO₂ azaltımı, şirketin genel performans göstergeleri arasında yer alıyor ve tüm çalışanlar için geçerli bir kriter olarak değerlendiriliyor.
Akçansa’da Genel Müdür, İcra Kurulu Üyeleri ve Sürdürülebilirlik Müdürü’nün başlıca iklim bağlantılı performans göstergeleri ve teşvik mekanizmaları aşağıdaki gibidir:
Genel Müdür, sera gazı emisyon azaltım hedefleri, dekarbonizasyon projelerinin uygulanması, alternatif yakıt kullanımı ve klinker oranının azaltılması gibi hedefler doğrultusunda performansa dayalı prim almaktadır. Bu hedefler, şirketin iklim geçiş planında belirlenen yıllık azaltım hedefleriyle uyumludur. Belirlenen hedeflerin gerçekleşme oranına bağlı olarak prim miktarı hesaplanır.
İcra Kurulu Üyeleri, yıllık olarak Kapsam 1 ve 2 emisyon azaltım hedefleri, karbonsuzlaşma projelerinin uygulanması ve alternatif yakıt kullanımına yönelik hedeflere bağlı olarak prim almaktadır. Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine ek olarak, her yöneticinin bireysel iklim hedefleri bulunmaktadır.
Sürdürülebilirlik Müdürü, sürdürülebilirlik yol haritasının uygulanması, İcra Komitesi ve çalışanlar arasında sürdürülebilirlik odağında koordinasyonun sağlanması, sera gazı emisyon azaltımı ve yeşil dönüşüm planının gerçekleştirilmesi gibi hedeflerden sorumludur. Yıl sonu performans değerlendirmesine göre belirlenen hedeflerin başarılma oranına göre bireysel teşvik hesaplanır.
Strateji
Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı ve ülkemizin bu sürece uyum için geliştirdiği Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı yakından takip ediyoruz.
İklim değişikliği, faaliyet gösterdiğimiz sektör ve değer zinciri üzerinde giderek daha büyük bir etkiye sahip olurken biz de Akçansa olarak sürdürülebilir bir gelecek için stratejik adımlarımızı şekillendirmeye devam ediyoruz. İklim riskleri ve fırsatlarını entegre bir yaklaşımla değerlendiriyor, iş modelimizi dayanıklı hale getirmek için küresel ve yerel regülasyonları yakından takip ediyoruz.
Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı ve ülkemizin bu sürece uyum için geliştirdiği Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı yakından takip ediyoruz. Sektörümüzle doğrudan bağlantılı gelişmeleri analiz ederek süreçlerimizi Avrupa Birliği ve diğer uluslararası inisiyatiflerle uyumlu hale getiriyoruz. Üst yönetimimizin desteğiyle, Sürdürülebilirlik, Strateji ve Finans ekiplerimizle aksiyon planları oluşturuyor, sektör dernekleri ve organizasyonlara aktif olarak katılım sağlıyoruz. Düzenleyici otoriteler ve kamu kuruluşları ile iklim değişikliği ile mücadele bağlamında iletişimimizi sürdürüyor, mevzuat hazırlıklarına doğrudan ve dolaylı olarak katkı sunuyoruz. Böylece, hem Türkiye'de hem de faaliyet gösterdiğimiz uluslararası pazarlardaki değişimlere dinamik şekilde uyum sağlıyoruz.
2024 yılında, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından hazırlanan “Türkiye Çimento Sektörü için Düşük Karbonlu Yol Haritası” ve Global Çimento ve Beton Derneği (GCCA) tarafından yayımlanan “2050 Net Sıfır Beton için Çimento ve Beton Endüstrisi Yol Haritası” gibi önemli kaynakları baz alarak yenilikçi süreç ve ürün çözümlerimizle iklim değişikliğiyle mücadele konusunda kararlılıkla ilerlemeye devam ettik.
Ana hissedarlarımız Sabancı Holding ve Heidelberg Materials’ın açıkladığı 2050 Net Sıfır hedeflerine ve Paris İklim Anlaşması ile uyumlu olarak küresel sıcaklık artışını 1,5°C seviyesinde sınırlama hedefimize yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İklim Eyleminde Uluslararası Ortaklıklar
Akçansa olarak iklim eyleminde iş birliğinin ve ortak aklın gücüne inanıyoruz. İklim değişikliğine yol açabilecek tüm operasyonel etkilerimizi şeffaflıkla raporlamakta ve şirket yöneticilerimiz ile her düzeyden çalışanımızın katkılarıyla çeşitli gönüllü inisiyatiflere katılım sağlıyoruz.
Bu çerçevede:
2011 yılından itibaren, dünyanın en geniş katılımcılı iklim raporlama platformu olan CDP'ye İklim Değişikliği başlığında risk ve fırsat yönetimimizi düzenli olarak raporluyoruz.
2016 yılından bu yana CDP Su Güvenliği raporlaması yapıyoruz.
2024 yılında, CDP kapsamında İklim Değişikliği, Su, Biyoçeşitlilik ve Plastik konularında risk, fırsat, etki ve bağımlılıklarımızı detaylı şekilde raporladık. 2024 CDP Raporumuza internet sitemizden ulaşabilirsiniz.
2024 skorlarına göre CDP İklim Değişikliği Programı'nda A- liderlik notunda başarımızı sürdürdük. CDP Su Güvenliği Programı’nda ise B olan skorumuzu korumaya devam ettik.
LSEG (eski adıyla Refinitiv) platformunda skorumuzu 86 puana yükselttik. 2024 Aralık’ta ise inşaat malzemeleri sektöründeki 126 uluslararası şirket arasında 2. sırada yer aldık.
2014 yılından beri imzacısı olduğumuz BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10 ilkesine uymayı taahhüt etmeye devam ediyoruz ve değişen UNGC İlerleme Bildirimi (CoP) kapsamında tüm raporlamalarımızı tamamladık.
2024 yılında Akçansa olarak Bakü’de 29’uncusu düzenlenen BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP29) katıldık.
2024 yılında UNGC CEO Water Mandate imzacısı olduk.
İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarımız kapsamında, 2022 yılında Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne (SBTi) katıldık. 2023 yılında, 1,5°C senaryosu ile uyumlu emisyon azaltım hedefleri belirleme taahhüdünde bulunduk. 2025 yılı ilk çeyreğinde, SBTi hedefimizin teslim edilmesi ve 2030 yılına kadar olan emisyon azaltım yol haritamızın tamamlanmasını planlıyoruz. 2025’in ikinci çeyreğinde, bu hedefin SBTi tarafından doğrulanmasını hedefliyoruz.
Böylece Akçansa olarak Paris İklim Anlaşması ile resmi olarak uyumlu bir yol haritasına sahip olacağız. Mevcut 2030 hedeflerimiz SBTi beklentileri ile tam olarak uyumludur.
Ayrıca, İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) kapsamında iklim risklerimizi belirlediğimiz ve yol haritalarımızı değerlendirdiğimiz görev gücü toplantıları gerçekleştirdik. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamında yer alan gelişmeleri yakından takip ediyor ve 2024 yılından itibaren Avrupa’ya ihraç ettiğimiz ürünlerin emisyon değerlerini raporlayarak yasal yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz.
Çimento ve hazır beton ürünlerimiz için hazırladığımız Uluslararası Çevresel Ürün Beyanları (EPD) ile müşterilerimize ürünlerimizin çevresel etkilerini şeffaf bir şekilde sunuyoruz. Ayrıca, Türkiye Hazır Beton Birliği Kalite Güvence Sistemi (KGS) tarafından gerçekleştirilen bağımsız denetimleri başarıyla tamamladık ve Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) tarafından verilen Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sertifikası’nı almaya hak kazandık.
Çanakkale ve Büyükçekmece fabrikalarımız altın sertifika kategorisinde Türkiye’den en yüksek puanı alan ilk iki tesis olurken, Bursa Agrega Tesisimiz Türkiye’de “Platin” seviyesinde CSC Sertifikası alan ilk agrega tesisi olmuştur.
Akçansa İklim Geçiş Planı
Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde, Akçansa olarak 1,5°C senaryosu ile uyumlu bir iklim geçiş planı oluşturduk. Bu plan, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda emisyon azaltım stratejilerimizi, düşük karbonlu ürün geliştirme süreçlerimizi ve finansman yaklaşımlarımızı içeriyor.
Geçiş planımız çerçevesinde, fosil yakıt tüketimini azaltarak karbon emisyonlarımızı düşürmeyi hedefliyoruz. Alternatif yakıt kullanımını artırmak, klinker kullanım oranını düşürmek, verimsiz ekipmanları devre dışı bırakmak/modernize etmek ve düşük karbonlu çimento üretimine yönelik yatırımlar yapmak stratejimizin temel taşlarını oluşturuyor. Ayrıca, tüm tesislerimizde yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı ve karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) teknolojileri üzerine çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda, SBTi’ye (Science-Based Targets Initiative) taahhüdümüz doğrultusunda bilim temelli azaltım hedefi çalışmalarımız da devam ediyor. Düşük karbonlu çimento ve hazır beton ürünlerinin yaygınlaştırılmasını desteklemek amacıyla pazar stratejileri geliştiriyoruz.
İklim geçiş planımız, Yönetim Kurulumuz tarafından düzenli olarak gözden geçirilmekte olup, Sabancı Holding ve Heidelberg Materials temsilcileri tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmeler, en az üç ayda bir raporlanarak değerlendiriliyor. Planımız doğrultusunda belirlenen yıllık emisyon azaltım hedefleri tesis bazında takip ediliyor.
Türkiye 2053 yılında net sıfır olmak için belirlediği ara dönem hedeflerini, sektörel hedefleri ve stratejileri 2024 yılında Bakü’de düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP29) açıkladı. İklim geçiş planımız, Türkiye’nin COP29’da açıkladığı Uzun Dönemli İklim Stratejisi ile de uyumludur. Türkiye, çimento sektöründe 2040 yılına kadar %30, 2053 yılına kadar ise %93’lük bir azaltım hedeflemektedir. Akçansa olarak belirlediğimiz mevcut azaltım hedeflerimiz, ülke hedeflerinden daha azimli bir noktada bulunmaktadır.
Sürdürülebilir finansman stratejimiz, düşük karbonlu yatırımları/yeşil dönüşümleri desteklemek üzere alternatif finansman kaynaklarına ulaşmayı esas almaktadır. Sürdürülebilir ve yeşil finansman araçlarını değerlendirerek sürdürülebilir projelere yatırım yapıyor, karbon fiyatlandırma sistemlerine uyum sağlayarak maliyet yönetimi stratejilerimizi optimize ediyoruz.
Bu kapsamlı geçiş planımızla, Akçansa olarak net sıfır ekonomisine uyum sağlamayı, sektöre öncülük etmeyi ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümemizi desteklemeyi amaçlıyoruz. Şeffaf raporlama süreçlerimizle paydaşlarımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.
İklim Risk ve Fırsatları
İklim değişikliğinin iş modelimiz, operasyonlarımız ve değer zincirimiz üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirerek stratejik karar alma süreçlerimize entegre ediyoruz. Bu doğrultuda, risk ve fırsatlarımızı belirlerken SASB İnşaat Malzemeleri sektörü standardını referans alıyoruz. Riskleri indirgemek ve fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla senaryo analizleri ve detaylı etki değerlendirmeleri gerçekleştiriyoruz. Gelecekteki piyasa dinamikleri, düzenleyici çerçeveler, teknolojik gelişmeler ve iklim politikalarındaki değişiklikleri dikkate alarak iş modelimizi şekillendiriyoruz ve bu değişkenleri SASB tarafından tanımlanan finansal açıdan önemli sürdürülebilirlik faktörleriyle ilişkilendiriyoruz.
Uluslararası literatür ile uyumlu bir şekilde fiziksel ve geçiş risklerimizi ve iklim bağlantılı fırsatlarımızı tanımlıyor, etkilerini ve olasılıklarını değerlendiriyor, azaltıcı aksiyonlar alıyoruz. Tüm iklim bağlantılı konuları iş stratejimizle entegre bir biçimde yönetiyoruz.
Fiziksel risklerimizi yönetmek amacıyla heyelan, taşkın, yangın ve su kıtlığı gibi aşırı hava olaylarının üretim süreçlerimizin üzerindeki etkilerini analiz ediyoruz, aşırı hava olaylarının neden olabileceği kesinti risklerini azaltıyoruz. Bunun yanı sıra, geçiş risklerine yönelik olarak düşük karbonlu üretim modelleri geliştiriyor ve emisyon düzenlemelerine uyum sağlamak amacıyla yenilenebilir enerji kullanımı, alternatif ham maddeler ve döngüsel ekonomi uygulamalarını iş süreçlerimize entegre ediyoruz.
SASB’nin İnşaat Malzemeleri Sektörü için belirlediği stratejiler şirketlerin karbon ayak izini azaltmasını, enerji verimliliği uygulamalarını güçlendirmesini ve geçiş risklerine karşı düşük karbonlu enerji kaynaklarını benimsemesini öngörüyor. Aynı zamanda, malzeme geri dönüşümü ve atık yönetimi süreçlerinin iyileştirilmesi, sektördeki sürdürülebilirlik performansını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Bu çerçevede, operasyonlarımızı daha verimli hale getirmek amacıyla düşük karbonlu enerji kullanımını artırırken, üretim süreçlerimizi optimize ediyor ve emisyon yönetimi stratejilerimizi geliştiriyoruz. TSRS, ESRS ve SASB standartlarını temel alarak sektöre özgü risk ve fırsatları belirliyor, iklim değişikliğinin operasyonlarımız üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik adımlar atıyoruz. Döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda atık yönetimini güçlendirmekle birlikte geri dönüşüm süreçlerini yaygınlaştırarak kaynak kullanımımızı daha verimli hale getirmeyi hedefliyoruz. İklim bağlantılı fırsatlar kapsamında, yeşil bina sertifikasyonlarına uygun, düşük karbonlu ve sürdürülebilir malzeme çözümleri geliştirerek rekabet avantajı sağlıyoruz. Bu sayede, SASB Standardı’nın belirlediği finansal olarak önemli sürdürülebilirlik faktörlerine uyumlu şekilde, uzun vadeli değer yaratmayı hedefliyoruz.Tanımladığımız riskler doğrultusunda bir sonraki raporlama dönemi içerisinde ilgili finansal tablolarda raporlanan varlık ve borçların defter değerinde önemli bir düzeltme yapılmasına ilişkin önemli bir risk tespit edilmemiştir.
İklim bağlantılı risk ve fırsatlarımızın vadelerini şu şekilde tanımlıyoruz:
Kısa Vade | Orta Vade | Uzun Vade |
0-5 yıl | 5-10 yıl | 10 yıl üzeri |
Akçansa’da kısa vadeli stratejik plan 5 yıllık bir süreyi kapsamakta olup ihtiyaç duyuldukça revize ediliyor. Orta vadeli planlar 5 ila 10 yıllık bir süreci kapsıyor ve 5 yıllık Master Planlar doğrultusunda belirleniyor. Uzun vadeli süreçler ise 10 Yıllık Master Planlar10 çerçevesinde yürütülüyor. Bu kapsamda, iklim bağlantılı risk ve fırsatlarımızı değerlendirdiğimiz vadeler ile Akçansa’nın stratejik planlamaları paralellik gösteriyor. Ayrıca, Akçansa’nın iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında belirlediği önemli kilometre taşları 2030 ve 2050 yıllarıdır. Belirlediğimiz ve bu yıl güncellediğimiz sürdürülebilirlik hedeflerimiz için hedef yılı olarak seçtiğimiz 2030 yılı, sürdürülebilirlik ve iklim konulu çalışmalarımız bağlamında önemli bir yıl olarak öne çıkıyor. 2030 yılı Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu bir yapı sunarken, 2050 yılı Paris İklim anlaşması kapsamında kritik bir hedef yıl olarak belirlendi.
10 Akçansa’da çeşitli ÇSY konularına yönelik 5 ve 10 yıllık stratejik yol haritaları bulunmaktadır. Bu yol haritaları şirket içerisinde ‘Master Plan’ olarak tanımlanmaktadır.
2024 Yılı Senaryo Analizi Çalışmaları
2024 yılında stratejimizin iklim değişikliği kaynaklı risklere karşı dayanıklılığını artırmak ve senaryo analizi konusundaki çalışmalarımızı geliştirmek için TCFD rehberliğinde detaylı bir değerlendirme daha gerçekleştirdik.
Bu kapsamda, su stresi, alternatif yakıt ve ham madde fiyatlarındaki beklenen artış ve karbon fiyatlandırma mekanizmalarının potansiyel etkileri üzerine senaryo analizleri gerçekleştirdik. Analizlerimizi, iki farklı iklim senaryosu altında ele aldık: bunlardan ilki Paris Anlaşması'na uyumlu, sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutan bir senaryo (<2°C senaryosu), diğeri ise emisyonların hızlı artışıyla birlikte sıcaklık artışını 3,5-4°C seviyesine ulaştıran bir senaryo (3,5-4°C senaryosu) oldu.
Çalışma Yöntemi ve Değerlendirme Süreci
Bu çalışmayı yürütürken iklim risklerinin finansal etkilerini farklı iklim senaryoları ile detaylı bir şekilde analiz etmek için kapsamlı bir metodoloji izledik. İlk olarak iç ve dış kaynaklardan sağlanan dokümanları inceleyerek risk belirleme sürecini yürüttük. Ardından, Akçansa ekipleriyle yapılan atölye çalışmaları sonucunda senaryo analizine dahil edilecek en öne çıkan üç iklim riskini belirledik: su stresi, alternatif yakıt ve ham madde fiyatları ile karbon fiyatlandırma mekanizmaları.
Belirlenen risklerin finansal etkilerini modelleyebilmek adına veri toplama süreci yürüttük. Bu kapsamda, operasyonel veriler, piyasa eğilimleri ve uluslararası iklim senaryolarına dayalı varsayımlar kullandık. Değerlendirme sürecinde, TCFD rehberliğinde önerilen metodolojileri izleyerek hem fiziksel hem de geçiş risklerini dikkate aldık.
Modelleme çerçevesinde, risklerin etkilerini üç ana faktör üzerinden değerlendirdik: riskin büyüklüğü, Akçansa’nın bu riske karşı kırılganlığı ve maruziyet seviyesi. Analiz edilen iki farklı iklim senaryosu doğrultusunda risklerin gelecekteki etkileriyle beraber finansal projeksiyonlar oluşturduk. Son olarak bu bulgular doğrultusunda olası uyum stratejilerini belirleyerek risk yönetim yaklaşımlarımızı güçlendirdik.
Bu çalışmada, finansal analizler için farklı varsayımlar ve metodolojik yaklaşımlar benimsedik. Risklerin ekonomik etkisini belirleyebilmek adına belirlenen senaryolar doğrultusunda doğrudan maliyet artışları, operasyonel kesintiler ve düzenleyici yükümlülüklerden kaynaklanan etkileri dikkate aldık. Analiz kapsamına aldığımız üç riskin iki farklı iklim senaryosundaki etkilerini ayrı ayrı değerlendirdik.
Senaryo analizlerini 2030 ve 2050 zaman ufuklarında gerçekleştirdik. 2030 yılını kısa-orta vadeli, 2050 yılını ise uzun vadeli etkileri anlamak ve stratejimizin dayanıklılığını test etmek için kullandık.
Kısa vadede operasyonel maliyetlerimizde ve tedarik süreçlerimizde ortaya çıkabilecek değişimleri ele alırken, orta ve uzun vadede emisyon düzenlemeleri, su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve enerji dönüşümüne yönelik olası stratejik yönelimler gibi kriterleri göz önünde bulundurduk.
Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.
Risk Bilgisi | Riskin Açıklaması | Riskin Finansal Pozisyon, Performans ve Nakit Akışına Etkisi | Tahmini Finansal Etki ve Hesaplanma Yöntemi | Alınan Aksiyonlar | Finansal Önemlilik |
Fiziksel Riskler | |||||
Risk Türü | Akçansa’nın faaliyet gösterdiği bölgelerde aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti artmaktadır. Özellikle aşırı yağışlar nedeniyle oluşan sel ve taşkınlar, tesislerin operasyonlarını geçici veya uzun vadeli olarak kesintiye uğratabilir. İklim projeksiyonlarına göre bu olayların sıklığı ve şiddeti önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. 2022 yılında Munich Re Location Risk Intelligence aracıyla yaptığımız analizler, uzun vadede Akçansa tesislerinin %25’inin orta-yüksek seviyede risk altında olduğunu göstermektedir. | Şiddetli hava olayları ve sel gibi fiziksel iklim riskleri, Akçansa’nın üretim ve operasyonlarını aksatarak gelir kaybına ve finansal zorluklara yol açabilir. Aşırı hava koşulları, tesislerde fiziksel hasara neden olarak yüksek onarım maliyetleri doğurabilir ve kârlılığı olumsuz etkileyebilir. Üretim kesintileri, işletme sermayesini zorlayabilirken, altyapıyı güçlendirmek için gereken ek yatırımlar nakit akışını sıkıntıya sokabilir. Sürekli tekrar eden aksaklıklar, tedarik zinciri yönetimi ve sigorta maliyetlerini artırarak Akçansa’nın uzun vadeli finansal istikrarını tehdit edebilir. Bu risk, gelecek dönemde etkisini finansal tablolarda gelirler, sermaye yatırımları ve işletme giderlerinde gösterebilir. Aynı zamanda, 2024 yılında yaşanan şiddetli hava olaylarından dolayı ortaya çıkan gelir kayıpları, finansal tablolarımızda yer alan gelir kalemlerine etki etmiştir. | Munich Re Location Risk Intelligence aracı kullanılarak yapılan analizlere dayanarak hesaplanan finansal etkilere göre potansiyel etkilerin Akçansa cirosunun %0,11 ila %0,13’ü arasında olduğu tespit edilmiştir. RCP 2.6, 4.5 ve 8.5 senaryoları kapsamında yapılan modellemelerde, en yüksek risk taşıyan tesisler belirlenmiş ve finansal etki hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. Bu hesaplamalarda, tesislerin olay öncesi üretim seviyelerine geri dönmesi için gereken süre ve buna bağlı üretim kayıpları dikkate alınmıştır. | İş Sürekliliği Yönetim Sistemi oluşturulmuş, kriz yönetimi süreçleri tanımlanmıştır. Sigorta poliçeleri güncellenmiş ve yüksek riskli tesisler için acil durum planları geliştirilmiştir. Sigorta giderlerimiz, finansal tablolarda esas faaliyetlerden diğer giderler kaleminde yansıtılmaktadır. | TSRS+ |
Risk Türü | Munich Re Location Risk Intelligence aracı kullanılarak yapılan analizlere göre faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde küresel sıcaklık artışları nedeniyle deniz seviyesinde uzun vadede 1 ila 4 metre arasında yükselme öngörülmektedir. Çanakkale ve Büyükçekmece tesisleri ile limanlar ve terminaller bu riskli alanlarda yer almakta olup bu durum uzun vadede operasyonel kesintilere veya tesislerin taşınmasını gerektirebilir. | Öngörülen deniz seviyesi artışı, özellikle deniz kıyısındaki Çanakkale ve Büyükçekmece tesisleri ile limanları etkileyerek Akçansa’nın finansal durumu, performansı ve nakit akışları için uzun vadeli bir risk oluşturabilir. Deniz seviyesinin 1 ila 4 metre yükselmesi, bu tesislerde geçici veya kalıcı operasyonel aksaklıklara, hatta taşınma gereksinimine yol açabilir. Fiziksel hasar riski, onarım ve yeniden yapılanma için yüksek maliyetler doğurabilir, bu da operasyonel giderleri artırarak kârlılığı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, sel koruma önlemlerinin güçlendirilmesi veya tesislerin taşınması için gereken yatırımlar finansal kaynakları zorlayabilir ve ek sermaye ihtiyacı yaratabilir. Bu risk, gelecek dönemde finansal tablolarda toplam gelirler, onarım maliyetleri, işletme giderleri ve yatırım harcamaları kalemlerinde etkisini gösterebilir. Ayrıca, maddi duran varlıklar üzerinde değer düşüklüğü riskine yol açabilir ve ek sermaye ihtiyacı doğurması nedeniyle finansman giderlerini artırabilir. | Bu riskle ilgili potansiyel finansal etkiyi tahmin ederken, üretim hattında oluşabilecek hasar maliyeti ve bunun operasyonların belirli bir süre durmasına yol açabilecek etkisi de hesaba katıldı. Analize göre deniz seviyesinde yükselmenin Akçansa üzerinde oluşturabileceği riskler şirket cirosunun %0,23 ila %0,26’sı arasında olabileceği hesaplanmıştır. Ayrıca bu hesaplama, risk kapsamında oluşabilecek hasar maliyetini ve gelir kaybını içermektedir. | Sigorta poliçeleri güncellenmiş, deniz seviyesi yükselmesine karşı tesislerin korunması için altyapı yatırımları değerlendirilmektedir. Sigorta giderlerimiz, finansal tablolarda esas faaliyetlerden diğer giderler kaleminde yansıtılmaktadır. | TSRS+ |
Geçiş Riskleri | |||||
Risk Türü | Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamasının ardından 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda ETS'nin geliştirilmesi için çalışmalar hız kazanmıştır. ETS kapsamında, çimento sektörünün karbon fiyatlandırmasına tabi olması beklenmektedir. Akçansa'nın operasyonel maliyetlerinde artış yaşanması ve ürün fiyatlarındaki değişimle rekabet avantajında kayıplar meydana gelebilir. Bu risk, sürdürülebilirlik ve iklim riskleri kapsamında en yüksek içsel risklerden biri olarak değerlendirilmiştir. | ETS’nin uygulanmasıyla birlikte Akçansa’nın operasyonel maliyetlerinde önemli bir artış beklenmektedir. Karbon emisyonlarına yönelik fiyatlandırmanın devreye girmesi, üretim süreçlerinde ek maliyetler yaratabilir ve bu durum, kısa vadede finansal nakit akışını olumsuz etkileyebilir. Orta ve uzun vadede, bu maliyetlerin yönetilmemesi durumunda operasyonel kârlılık azalabilir ve rekabet avantajı kaybedilebilir. ETS uyumluluğu için gerekli karbon azaltım yatırımlarına geç kalınması, işletme giderlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine uyumsuz şekilde yükselmesine ve regülasyonlara uyum konusunda ek maliyet baskılarına neden olabilir. Ayrıca, bu süreçte karbon maliyetlerinin ürün fiyatlarına yansıtılması, müşteri talebinde dalgalanmalara yol açarak gelir akışında belirsizlik yaratabilir. Bu risk, gelecek dönemde finansal tablolarda işletme giderleri, üretim maliyetleri ve yatırım harcamaları kalemlerinde etkisini gösterebilir. ETS kaynaklı karbon maliyetleri, satışların maliyeti içerisinde artışa yol açarak brüt kâr marjını olumsuz etkileyebilir. Karbon maliyetlerinin ürün fiyatlarına yansıtılması, fiyat artışları nedeniyle satış hacminde düşüşe neden olabilir. | 2025 yılında yürürlüğe girmesi beklenen İklim Kanunu ile beraber Yeşil Taksonomi ve Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği’ne yönelik de çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda, Akçansa’nın bedelsiz tahsisat oranları ve karbon fiyatlandırmasına bağlı olarak potansiyel finansal etkiler hesaplanmıştır. Hesaplamalara göre, Türkiye’de kurulacak bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında kısa vadede Kötü senaryo Akçansa cirosunun yaklaşık %0,34 ila %1’ine denk gelen bir maliyet artışı yaşanması olasıdır. Bu hesaplamalar yapılırken ilk yıl %97,5; ikinci yıl %95 ve üçüncü yıl %90 bedelsiz tahsisat oranları ve 7 Avro/ton CO2e karbon fiyatı varsayımları kullanılmıştır. Bedelsiz tahsisat oranı varsayımları, Avrupa Birliği ETS bedelsiz tahsisat oranları baz alınarak yapılmıştır. Karbon fiyatlama risklerine yönelik yapılan senaryo analizlerine yönelik detaylı bilgiye İklim Dirençliliği ve Senaryo Analizleri bölümünden ulaşılabilir. | Akçansa, düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen projeleri önceliklendirerek ETS'nin getireceği riskleri en aza indirmektedir. 2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri doğrultusunda oluşturulan Düşük Karbon Yol Haritası ve Düşük Karbon/Düşük Klinkerli Yeni Ürün Geliştirme Planı kapsamında, tüm Ar-Ge ve inovasyon yatırımları sürdürülebilirlik odağında yönetilmektedir. SBTi taahhüdümüz doğrultusunda, enerji verimliliği, fırın süreci iyileştirmeleri, alternatif yakıt ve ham madde ikamesi gibi girişimler değerlendirilmektedir. Her tesis için düşük karbonlu üretim ve CO2 azaltım yatırımları içeren özel bir yol haritası oluşturulmuş, Ar-Ge çalışmaları ile düşük karbon içerikli ürünler geliştirilmeye devam edilmektedir. | TSRS+ |
Tablo’da belirtilen “+” nın anlamı ilgili riske dair hesaplanan etkinin finansal açıdan önemli olduğunu ifade etmektedir.
Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.
Risk Bilgisi | Riskin Açıklaması | Vade | Alınan Aksiyonlar | Finansal Önemlilik |
Pazar Riskleri | ||||
Düşük karbon ekonomisine geçiş | Artan talep nedeniyle alternatif ham madde, enerji ve yakıt maliyetlerinin artması ve maliyet artışının operasyonlar üzerindeki etkisi | Uzun | Endüstriyel simbiyoz uygulamaları ile birlikte döngüsel ekonomiye katkı sağlayarak diğer sektörlerin yan ürünleri, inşaat yıkıntı atıkları gibi alternatif ham maddeler veya alternatif yakıtlar ile üretim geliştirme çalışmaları yürütülmektedir. Sürekli ve güvenilir enerji tedariği için yeni yatırımlar ve iş birlikleri değerlendirilmeye devam edilmektedir. | TSRS+ |
Fon sağlayıcıların düşük karbonlu yatırımları tercih etmesi | Fon kriterlerinin gelişmesi ve daha kapsamlı hale gelmesi ile sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişimin zorlaşması 2023 Joint Report on Multilateral Development Banks’ Climate Finance Raporu’na göre, sanayi sektörüne verilen azaltım finansmanı yalnızca %4 seviyesinde kalmıştır. Oysa sanayi sektörü, küresel emisyonlarda yüksek paya sahip olup, finansman dağılımındaki bu dengesizlik dönüşüm sürecini yavaşlatmaktadır. Aynı raporda belirtildiği gibi kalkınma bankaları portföylerini ağırlıklı olarak iklim finansmanı ekseninde şekillendirmektedir. | Kısa | Akçansa’nın mevcut yol haritasının Paris Anlaşması 1,5 derece senaryosu ile entegre olmasına yönelik çalışmalar (Net sıfır taahhüttü, 2030 hedefleri; rehabilite edilmiş maden sahaları ve enerji verimliliği projeleri vb.) yürütülmektedir | TSRS+ |
Mevcut ürün ve hizmetlerimizin düşük karbonlu alternatifleriyle ikame edilmesi | Mevcut ürün ve hizmetlerin düşük karbonlu alternatifleriyle ikame edilmesi sonucunda, geleneksel ürünleri tercih eden müşteriler nedeniyle kâr marjının düşmesi | Uzun | Var olan Satış Teknik Destek Ekibi ile düşük karbonlu alternatif ürünler konusunda müşterilere teknik destek verilmekte ve sürdürülebilir ürünlerin tanıtımları yapılmaktadır. | ESRS+ |
Teknoloji Riskleri | ||||
Teknoloji dönüşümü için gerekli olan yüksek yatırım maliyeti | Çimento endüstrisinin karbonsuzlaşması için gerek duyulan yeni teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla yatırım yapılması ve gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri sonucunda maliyetlerin potansiyel artışı | Orta | Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ve kurum içi girişimcilik faaliyetleri yürütülmektedir. İş birlikleri teşvik edilerek çok paydaşlı projeler gerçekleştirilmektedir. | TSRS+ |
Sürdürülebilirlik odağında planlanan teknoloji yatırımlarının beklenen performansla tamamlanamaması | Düşük karbon ekonomisine geçişte yeni teknolojilerin denenmesi ve piyasada başarılı olmaması | Uzun | Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde danışmanlık alınarak teknoloji ve yatırımlar kapsamında değerlendirme çalışmaları yürütülmüş olup ve teknolojik olgunluk seviyesi yüksek çalışmalar önceliklendirilerek planlar doğrultusunda ilerlenmektedir. | ESRS+ |
İtibar Riskleri | ||||
İklimle ilgili artan paydaş hassasiyetinin etkin şekilde yönetilememesi | Ham madde ocaklarında ve faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde meydana gelebilecek olumsuz etkilerden dolayı paydaşlarda olası endişe veya hassasiyet oluşması | Kısa | Sürdürülebilirlikle ve iklimle ilgili endekslere cevap verilerek ÇSY performansı sürekli olarak geliştirilmekte ve bunun sonucunda paydaş güveni artırılmaktadır. Komşu konseyi, basın gezileri vb. etkinlikler düzenlenerek paydaşlar ile etkin diyaloglar yürütülmektedir. | ESRS+ |
Sürdürülebilirlik hedeflerinin gerçekleştirile-memesi | Sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında beklenen performansa zamanında ulaşılamaması ve hedeflerin gerçekleşememesi halinde belirli paydaşlardan olumsuz geri bildirimler alınmasıyla şirket itibarının zarar görme ihtimali | Orta | Sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik performans göstergeleri tanımlanmış ve her bir performans göstergesi için 2030 hedefi belirlenmiştir. Bu belirlenen hedefler için yol haritaları oluşturulmuştur. Her bir performans göstergesi için yıllık eylem planları oluşturulmakta ve ilerlemeler belirli periyotlarla takip edilmektedir. | ESRS+ |
Sektörün neden olduğu yüksek karbon emisyonları nedeniyle çalışan ve potansiyel çalışanların şirket marka algısı üzerindeki olası negatif etkisi | Toplumda sektörün zayıf çevresel kimlik algıları nedeniyle insan kaynağı olarak yeni yeteneklere erişimin güçleşmesi | Kısa | Üniversite tanıtım günlerine katılım gösterilerek sektörün ve şirketin faaliyetleri ve alınan önlemler yapılan geliştirmeler ile ilgili bilgilendirme yapılmaktadır. Üniversiteler ile iş birliği yapılarak öğrencilere ders programları kapsamında şirketin sürdürülebilirlik faaliyetleri anlatılmaktadır. Öğrencilere staj desteği verilmekte ve destek verilen stajyerlere ücretlendirme ve yan haklar sunulmaktadır. | ESRS+ |
Yatırımcıların düşük emisyonlu sektörlere yönelimi ile piyasa değerinde oluşabilecek düşüş | Yatırımcıların düşük emisyonlu sektörlere yöneliminin piyasa değerinde yarattığı olası değer düşüklüğü sebebiyle yatırımcı kaybedilmesi | Orta | Yatırımcılar ile düzenli diyaloglar gerçekleştirip beklentileri ve öncelikleri alınarak bunları karşılamaya yönelik uygulamalar hayata geçirilmektedir. Şirketin şeffaflık ilkesi kapsamında düşük karbon ekonomisine geçiş plan ve yatırımları paydaşlara düzenli olarak raporlanmaktadır. | ESRS+ |
Şirketimizin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında belirlediği risk ve fırsatlara ilişkin metrikler ve hedeflere raporumuzun Metrik ve Hedefler bölümünden ulaşabilirsiniz.
Tablo’da belirtilen “+” nın anlamı ilgili riske dair hesaplanan etkinin finansal açıdan önemli olduğunu ifade etmektedir.
İklim Dirençliliği ve Senaryo Analizleri
Senaryo Analizi Calışmaları
İklim değişikliğinin yarattığı riskleri ve fırsatları daha iyi anlamak ve uzun vadeli stratejilerimizi şekillendirmek için bilimsel temellere dayalı senaryo analizleri gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda 2023 ve 2024 yıllarında Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2DS Senaryosu ile IPCC’nin RCP 2.6, RCP 4.5 ve RCP 8.5 Fiziksel Senaryolarını temel alarak nitel ve nicel analizler yaptık.
Bu analizler, iş modelimizi ve stratejilerimizi iklim değişikliği kaynaklı risklere ve fırsatlara karşı ne kadar dayanıklı olduğumuzu anlamamıza yardımcı oluyor. Senaryo analizlerimizi gerçekleştirirken aşağıdaki faktörleri dikkate alıyoruz:
Organizasyon genelinde yapılan değerlendirmeler, tesislerimizdeki operasyonlarımızın tamamını kapsamaktadır.
En güncel uluslararası iklim anlaşmalarına uyumlu senaryoları baz alarak hem geçiş hem de fiziksel riskleri analiz ediyoruz.
Senaryo analizlerimizi kısa (2030), orta (2050) ve uzun vadeli (2100) olacak şekilde farklı dönemleri kapsayacak şekilde gerçekleştiriyoruz.
İklim politikaları, makroekonomik trendler, enerji kullanımı, teknolojik gelişmeler ve yerel değişkenleri göz önünde bulunduruyoruz.
Geçiş Riski Senaryo Analizi (IEA 2DS)
IEA'nin 2°C Senaryosu (2DS), küresel sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesi seviyelere göre 2°C ile sınırlama hedefine uyumlu bir yol haritası sunmaktadır. Bu senaryo kapsamında pazar risk ve fırsatları, karbon fiyatlama riskleri, düşük karbonlu ürünlere yönelik fırsatlar ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Referans yıl olarak 2021 alınmış ve 2060’a kadar süren bir projeksiyonda değerlendirmeler yapılmıştır.
Küresel çimento sektörü için referans teknoloji senaryosu (RTS), ulusal katkı beyanları (NDC’ler) ve 2°C senaryosu (2DS) kapsamında geçiş risklerine yönelik senaryo analizi çalışması gerçekleştirdik. 2DS, enerji sektörünün dönüşümünün hayati önem taşıdığını kabul etmekle birlikte, bunun tek başına yeterli olmadığını vurgulamaktadır. Hedefe ulaşılabilmesi için enerji dışı sektörlerde de CO2 ve sera gazı emisyonlarının azaltılması gerekmektedir. Küresel GSYİH’nin 2017 ile 2060 yılları arasında üç kattan fazla artacağı öngörülmektedir. 2030 yılına kadar büyümenin gelişmekte olan pazarlarda yoğunlaşması beklenmektedir.
Ana Varsayımlar
Küresel ekonominin 2060 yılına kadar üç kat büyüyeceği
Fosil yakıtlardan uzaklaşarak enerji sektöründe net sıfır emisyona ulaşılacağı
Karbon fiyatlandırma mekanizmalarının etkinleşeceği (AB Emisyon Ticareti Sistemi gibi)
Karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) gibi teknolojilerin yaygınlaşacağı
Alternatif yakıt kullanımı ve klinker oranının azaltılması gibi sürdürülebilir teknolojilerin benimseneceği
Bu Senaryoyu Neden Seçtik?
2DS senaryosu, küresel iklim politikalarının referans noktasıdır ve enerji dışındaki sektörlerde de CO₂ emisyonlarının azaltılmasına odaklanmaktadır. Karbonsuzlaşma yolunda yenilikçi çözümler ve teknolojik gelişmelerin önemini vurgulamaktadır. Aynı zamanda, bu senaryo düşük karbonlu ürün geliştirme ve sürdürülebilir operasyonlara yatırım yapma stratejimiz ile örtüşmektedir.
Senaryo Sonuçları ve Etkileri
Yeni regülasyonlar ve karbon fiyatlandırma mekanizmaları endüstriyi emisyon azaltımına yönlendirecektir.
Düşük karbonlu ürünlere olan talep artacak, bu da pazar payımızı genişletmemize olanak tanıyacaktır.
Karbonsuzlaşma yatırımlarının çok boyutlu stratejilerle entegrasyonu gerekecektir.
Fiziksel Risk Senaryo Analizi (RCP Senaryoları)
IPCC’nin RCP 2.6, RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryolarını baz alarak operasyonlarımız üzerindeki uzun vadeli fiziksel riskleri değerlendirdik. Fiziksel risk senaryo analizi kapsamında başlıca akut ve kronik fiziksel risklerimizin tamamını bu kapsamda değerlendirdik. Su stresi, sel, aşırı yağış ve yangın riskleri, aşırı sıcak hava dalgaları ve deniz seviyesinin yükselmesi dahil tanımladığımız ve izlediğimiz fiziksel riskleri bu kapsamda senaryo çalışmaları çerçevesinde analiz ettik. Fiziksel iklim risklerini analiz ederken ve senaryo analizine dahil ederken tüm tesislerimizi lokasyon bazlı olarak dahil ettik.
Senaryo analizinde kullanılan projeksiyonlar, yerel yüksek çözünürlüklü CORDEX modelleri ile küresel CMIP5 modellerinin hibrit bir bileşimidir. Referans dönemi verileri, tropikal siklonlar ve nehir taşkınları için Mevcut Munich Re model verilerine, ısı stresi, yağış stresi ve yangın hava stresi için ise ERA5 ECMWF atmosferik yeniden analiz verilerine dayanmaktadır. İklimsel parametreler için referans dönemi 1986-2005’tir ve eğilim tahminlerini daha sağlam hale getirmek amacıyla projeksiyonlarda 20 yıllık dönemler kullanılmaktadır.
Ana Varsayımlar
RCP 2.6: Karbon emisyonlarının hızlı bir şekilde azaltılmasıyla, 2100 yılında sıcaklık artışının 2°C altında sınırlandırılması.
RCP 4.5: Orta seviyede sera gazı azaltımı ve politikaların uygulanması ile sıcaklık artışının 2-2,4°C seviyelerinde kalması.
RCP 8.5: Hiçbir ek önlem alınmadan devam edilmesi halinde sıcaklık artışının 4°C’yi aşması ve ağır fiziksel etkilerin yaşanması.
Bu Senaryoyu Neden Seçtik?
RCP 2.6: İklim değişikliği risklerini azaltmak için iyimser ancak ulaşılabilir bir hedef sunmaktadır.
RCP 4.5: Küresel karbon azaltım politikalarının kısmen başarılı olduğu bir senaryoyu temsil etmektedir.
RCP 8.5: En kötü senaryoyu modelleyerek, aşırı iklim risklerine karşı dayanıklılığımızı test etmemize olanak tanımaktadır.
Senaryo Sonuçları ve Etkileri
Sel, aşırı yağış ve yangın riskleri orta-yüksek seviyede.
Türkiye genelinde su kıtlığının artması bekleniyor; tesislerimiz yüksek su stresine sahip alanlarda bulunduğundan su verimliliği projelerine öncelik verilmesi gerekiyor.
Aşırı sıcak dalgaları çimento üretiminde enerji talebini artırabilir ve çalışan sağlığı risklerini büyütebilir.
Deniz seviyesi yükselmesi önemli bir risk oluşturmamakla birlikte, aşırı hava olaylarına karşı korunma tedbirleri artırılmalıdır.
Senaryo Analizlerinin Genel Sonuçları ve Stratejimize Etkisi
İklim senaryo analizlerini stratejik planlama, finansal kararlar ve risk yönetimi süreçlerimize entegre ediyoruz. Bu analizler, sıfır karbon hedeflerimiz doğrultusunda yeni yatırım alanlarını belirleme, su ve enerji verimliliği projelerini geliştirme ve iklim direnci yüksek operasyonel uygulamaları hayata geçirme konusunda bize rehberlik ediyor.
Düzenleyici baskılar ve yeni politikaların sektörü şekillendirmesi beklenmektedir. Bu değişikliklere uyum sağlamak için senaryo analizlerine dayalı stratejik planlarımızı geliştiriyoruz.
Alternatif yakıt kullanımı, enerji verimliliği ve klinker oranının azaltılması gibi alanlarda yatırım yapıyoru
Düşük karbonlu ürünlere olan talep artışı, sürdürülebilir ürün gamımızı genişletme fırsatı yaratıyor.
Farklı düzenleyici senaryolar altında finansal etki analizleri yaparak 2030’a kadar emisyon azaltım hedeflerimizi belirledik.
Karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) teknolojilerinin uygulanabilirliğini değerlendiriyoruz.
Aşırı hava olaylarına karşı önlemler alıyor ve su yönetimi stratejilerimizi güçlendiriyoruz.
Karbon Fiyatlandırma Senaryoları
İklim değişikliğine karşı küresel mücadele kapsamında, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının yaygınlaşması beklenmektedir. Türkiye’nin 2025'te yürürlüğe girmesi beklenen İklim Kanunu’nu takiben bir Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) uygulamaya başlaması öngörülmektedir. Karbon fiyatlandırmasının yürürlüğe girmesiyle, doğrudan emisyonlarımızdan kaynaklanan maliyetlerin artması muhtemeldir. Özellikle enerji yoğun üretim süreçleri nedeniyle, karbon maliyetleri operasyonlarımız üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
<2°C Senaryosu: Küresel ısınmanın 2°C’nin altında tutulması amacıyla daha sıkı düzenlemeler uygulanacak ve karbon fiyatları hızla yükselecektir. Bu bağlamda, karbon emisyonlarını azaltmayan işletmeler, yüksek maliyet baskısıyla karşı karşıya kalabilir. Akçansa olarak karbonsuzlaşma stratejilerimizi güçlendirerek, yenilenebilir enerji kullanımı, alternatif yakıt entegrasyonu ve verimli üretim teknolojilerine yatırım yaparak maliyet baskısını en aza indirmeyi hedefliyoruz.
3,5-4°C Senaryosu: Daha yüksek sıcaklık artışlarının görüldüğü bu senaryoda, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının daha yavaş uygulanması beklenmektedir. Ancak, uzun vadede iklim politikalarının sıkılaşması ve emisyon azaltım baskılarının artması kaçınılmazdır. Karbon fiyatlarının görece daha düşük seviyelerde kalması kısa vadede rekabet avantajı sağlayabilir, ancak uzun vadede geçiş sürecinin daha maliyetli olmasına neden olabilir.
Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.
Fırsat Bilgisi | Fırsatın Açıklaması | Fırsatın Finansal Pozisyon, Performans ve Nakit Akışına Etkisi | Tahmini Finansal Etki ve Hesaplanma Yöntemi | Fırsata Yönelik Uygulanan Strateji |
Fırsat Türü | Çimento sektörü, karbon yoğun bir sektör olması nedeniyle düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişle operasyonel maliyetlerini azaltma fırsatına sahiptir. Alternatif yakıt kullanımı, biyokütle gibi sürdürülebilir kaynakların yakıt karışımına eklenmesiyle karbon emisyonlarının düşmesine katkı sağlamaktadır. Alternatif yakıt kullanım oranının artırılması, enerji maliyetlerinde düşüş sağlayarak şirketin rekabet avantajını güçlendirmektedir. | Akçansa'nın sektör ortalamalarının üzerinde seyreden alternatif yakıt ikame oranı, enerji maliyetlerinde önemli bir düşüş sağlamış ve şirketin finansal performansını olumlu yönde etkilemiştir. Geleneksel fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak biyokütle gibi daha maliyet etkin ve sürdürülebilir alternatifleri yakıt karışımına dahil edilerek dolaylı işletme maliyetlerini düşürülmüştür. Bu dönüşüm yalnızca kârlılığı ve kâr marjlarını artırmakla kalmamış, aynı zamanda geleneksel yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalara maruz kalmayı azaltarak nakit akışında istikrar sağlamıştır. Bunun yanı sıra, düzenleyici çerçeveler giderek düşük karbonlu uygulamaları teşvik ettiğinden, alternatif yakıtların hızla benimsenmesi, şirketimizi gelecekteki olası finansal teşvikler, artan piyasa rekabet gücü ve uzun vadede daha güçlü bir finansal yapı için avantajlı konuma getirmiştir. Alternatif yakıt kullanımının artırılması, enerji maliyetlerini düşürerek brüt kâr marjını olumlu etkileyebilir. Ayrıca, düşük karbonlu üretim teşviklerinden yararlanma potansiyeli, şirketin finansal tablolarında devlet destekleri veya karbon kredileri gibi ek gelir kalemleri yaratabilir. | Bu fırsatın uzun vadede yüksek finansal etkiye sahip olma potansiyeli bulunmaktadır. Mevcut durumda yapılan hesaplamalar ile düşük karbonlu ekonomiye geçişin potansiyel yıllık finansal etkisi Akçansa cirosunun %0,39’una karşılık gelmektedir. Hesaplamalar, fosil yakıt kullanımını azaltan alternatif yakıt kullanımına dayandırılmıştır. Bu aynı zamanda maliyet tasarruflarını da beraberinde getirmektedir. Sektör ortalamasının üzerinde allternatif yakıt kullanım oranıyla, söz konusu fırsatın ilgili finansal raporlama yılında da pozitif etkileri yansımıştır. Alternatif yakıt komitelerinde yapılan tesis bazlı maliyet analizlerine göre, 2024 yılında cironun %0,2’sine denk gelen toplam 42,5 milyon TL maliyet azaltımı elde edilmiştir. | 2030 Sürdürülebilirlik Hedeflerimiz doğrultusunda, alternatif yakıt kullanım oranının %35 seviyesine çıkarılmasını öngören kapsamlı bir Alternatif Yakıt Ana Planı hazırlanmaktadır. Alternatif yakıt kullanımına yönelik strateji ve uygulamalarımıza raporun Alternatif Yakıt Kullanımı bölümünden ulaşılabilir. |
Fırsat Türü | Çimento sektörü, küresel CO₂ emisyonlarının önemli bir kaynağı olarak görülmektedir. Ancak, Akçansa bu durumu sürdürülebilir ve düşük karbonlu ürünleriyle bir fırsata çevirmektedir. 2030 yılına kadar satılan çimentoların karbon emisyonlarını %20 oranında azaltmayı ve düşük klinkerli ürünlerin payını %100 artırmayı hedefleyen Akçansa, sürdürülebilir yapı malzemelerine olan talebin artmasından faydalanmaktadır. | Düşük emisyonlu ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve genişletilmesine yönelik yapılan yatırımlarla, alternatif ham maddeler ve düşük klinkerli çimentolu ürünler aracılığıyla sürdürülebilir inşaat malzemelerine yönelik artan pazar talebini karşılayacak şekilde konumlanılmaktadır. Düşük karbonlu ürünler için Ar-Ge'ye kaynak ayırarak, Akçansa yeni gelir akışları yaratmış ve pazardaki farklılaşmasını artırarak sürdürülebilirliği önceliklendiren müşterileri kendine çekmiştir. Bu stratejik dönüşüm, özellikle iklim değişikliği konusunda daha bilinçli olan pazarlarda düşük karbonlu ürünlere yönelik talebin artmasıyla satış hacmi ve gelirlerde büyümeye yol açmıştır. | Bu fırsatın finansal etkisinin nicel olarak belirlenmesi için henüz detaylı bir pazar araştırması yapılmamıştır. Bu nedenle, bu fırsatla ilgili potansiyel finansal etkiyi tahmin ederken, Akçansa’nın düşük karbonlu ürünlerine olan talebin artmasıyla gelirlerimizde %1'lik bir artış olacağı varsayımıyla hesaplamalar gerçekleştirildi. Bu kapsamda tespit edilen finansal etkiler, ciromuzun yaklaşık %1,07’si ila %1,34’ü arasına karşılık gelmektedir. | Akçansa, 2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri doğrultusunda katma değerli/yeşil ürün pazarlamasının artırılmasına odaklanmaktadır.Akçansa düşük karbonlu ürün ve hizmetlerine yönelik Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını sürekli hızlandırmaktadır. |
Fırsat Türü | Müşterilerin çevresel farkındalığı gün geçtikçe artmakta ve yeşil yapı sertifikaları (LEED, BREEAM) ile uyumlu ürünlere olan talep büyümektedir. Akçansa, sürdürülebilir ürün portföyü ile bu talebe yanıt vererek, yeni ve çevre dostu ürünleriyle gelir artışı sağlamayı hedeflemektedir. Yeşil yapı sertifikaları ve sürdürülebilir inşaat malzemelerine yönelik düzenlemelerin artması, Akçansa için orta vadede önemli bir fırsat yaratmaktadır. | Akçansa’nın yeşil ve sürdürülebilir ürün portföyünü genişletmeye yönelik odaklanması, çevre dostu inşaat malzemelerine olan artan talepten faydalanmasını sağlamaktadır. Bu dönüşümün, müşterilerin LEED ve BREEAM gibi yeşil bina sertifikalarını almalarına katkıda bulunan ürünlere yönelmeleriyle, potansiyel gelir artışı yaratması beklenmektedir. Ayrıca, Akçansa’nın gelişen yeşil inşaat düzenlemelerine proaktif uyumu, şirketin piyasa trendleriyle uyumlu hareket etmesini sağlayarak düzenleyici riskleri ve ilgili maliyetleri azaltabilir. | Yeterli ve güvenilir verilere ulaşılamadığından ve ölçüm belirsizliğinin yüksekliğinden dolayı bu fırsattan elde edilebilecek doğrudan finansal etkiler henüz hesaplanamamıştır. | GCCA’nın yaşam döngüsü değerlendirme ve hesaplama aracı kullanılarak 26 beton ürünü için Çevresel Ürün Beyanı (EPD) öz beyanlarımızı, kendi iç kaynaklarımızı kullanarak hazırladık. Müşteri talepleri doğrultusunda, yeşil bina yatırımlarında ihtiyaç duyulan bilgiler paydaşlarla paylaşılmakta ve ürünlerin yaşam döngüleri boyunca neden olduğu çevresel etkiler şeffaf bir şekilde aktarılmaktadır. İç kaynakların tamamen kullanılması sayesinde, bu fırsatın hayata geçirilmesi için ek bir yatırım veya bütçe gereksinimi bulunmamakta ve ek maliyet oluşmamaktadır. |
Fırsat Türü | Alternatif yakıtlar ve alternatif ham madde kullanımı sayesinde, kaynakların etkin kullanımı sağlanarak operasyonel maliyetler düşürülmekte ve döngüsel ekonomi prensipleri desteklenmektedir. Geleneksel ham maddelere ve enerji kaynaklarına olan bağımlılığın azalması, üretim giderlerini düşürerek finansal performansı olumlu etkilemektedir. | Akçansa'nın döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde alternatif yakıtlar ve ham maddelerin kullanımını artırması, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayarak operasyonel maliyetlerin düşürülmesine ve maliyet etkinliğinin artırılmasına katkıda bulunmuştur. Geleneksel ham maddeler ve enerji kaynaklarına olan bağımlılığın minimize edilmesi sayesinde üretim maliyetleri azalmış ve bu durum şirketin finansal performansını doğrudan iyileştirmiştir. Bu maliyet tasarrufları, kâr marjlarını güçlendirmeye ve nakit akışını olumlu yönde etkilemeye katkı sağlamaktadır. | Alternatif yakıt ve alternatif ham madde kullanımlarının artması doğrultusunda gelecek dönemde bu fırsattan elde edilebilecek faydanın finansal miktarı Akçansa cirosunun %0,6’sı ila %0,67’si arasında olduğu tespit edilmiştir. Hesaplamalar, doğal kaynak tüketimini azaltan Alternatif Ham madde kullanımına dayanmaktadır. Bu durum, maliyet tasarruflarını da beraberinde getirmektedir. | 2030 Sürdürülebilirlik Hedeflerimiz alternatif ham madde kullanımının artırılmasını da içermektedir. Strateji kapsamında döngüsel ekonomi bileşenine giden yolu gösteren KPI'lar belirlenmiştir. İlgili strateji ve uygulamalarına raporun Alternatif Yakıt Kullanımı ve Alternatif Ham Madde Kullanımı bölümlerinden ulaşılabilir. |
İklim değişikliğine karşı küresel mücadele kapsamında, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının yaygınlaşması beklenmektedir.
İklim Bağlantılı Risk Yönetimi
Risklerimizi kurumsal risk yönetimi metodolojisi kapsamında, kurumsal risk yönetim standartları ve en iyi uygulamalar çerçevesinde yönetiyoruz. Çevresel, sosyal, yönetişim, operasyonel, stratejik, finansal ve uyumluluk risklerini bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz. Riskin Erken Saptanması Komitesi şirketin varlığını, gelişimini ve sürekliliğini etkileyebilecek risklere karşı önlemler alınmasını sağlıyor.
Akçansa’da iklim bağlantılı riskleri belirleme, değerlendirme ve izleme süreçlerini kurumsal risk yönetim sürecine entegre bir şekilde yönetiyoruz. Bu süreç kapsamında, iklim riskleri ve fırsatları doğrudan operasyonlar ve tedarik zinciri boyunca ele alınarak nitel ve nicel analiz yöntemleriyle olasılığı ve etkisi hesaplanıyor. İklim riskleri, finansal ve operasyonel etkilerine göre önceliklendiriliyor ve yıllık gözden geçirme süreçleriyle düzenli olarak güncelleniyor. Önceki raporlama dönemimize göre iklim risklerimizin yönetim süreçlerine dair bir değişiklik yaşanmadı.
Risk yönetim süreçlerimize dair detaylı bilgiye raporun Risk Yönetimi bölümünden ulaşabilirsiniz.
İklim risklerinin yönetimi kapsamında Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Düşük Karbon Teknoloji Yol Haritası, Küresel Çimento ve Beton Derneği (GCCA) ve CEMBUREAU yol haritaları doğrultusunda sektörel ve küresel uzun vadeli riskleri izliyor ve yenilikçi teknoloji fırsatlarını değerlendiriyoruz.
İklim bağlantılı risk ve fırsatlarımızı yönetirken nitel ve nicel yöntemlerle etki hesaplamaları yapıyoruz. Tüm Akçansa operasyonlarını dahil ettiğimiz bu hesaplamalarda uluslararası kaynaklara ve Akçansa verilerine başvuruyoruz.
Ayrıca, organizasyonumuzun farklı iklim senaryolarına dirençliliğini ölçmek için uluslararası kabul görmüş iklim senaryo analizlerine başvuruyoruz. Bu kapsamda, Uluslararası Enerji Ajansı ve IPCC’nın geçiş ve fiziksel iklim senaryoları ile 2030, 2040, 2050 ve 2100 gibi farklı vadelerde stratejimizin iklim dirençliliğini test ediyor ve sonuçlarını paylaşıyoruz.
İklim bağlantılı risk ve fırsatlara yönelik açıklamalara ve iklim senaryo analizlerine dair daha detaylı bilgiye İklim Değişikliği – Strateji bölümünden ulaşabilirsiniz.
İklim Bağlantılı Politikalar ve Aksiyonlar
Akçansa’da iklim değişikliğini azaltma ve uyum çalışmaları kapsamında Çevre ve Enerji Politikası ile Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Politikası çalışmalarımıza yol gösteriyor. Bu politikalar sera gazı emisyonlarının azaltılması, hava kirletici parametrelerin düşürülmesi, su kullanımı, atık yönetimi, alternatif yakıt kullanımı, çimento içerisindeki klinker miktarının azaltılması, alternatif ham maddelerin kullanımı ve döngüsel ekonomi uygulamalarını kapsıyor. Aynı zamanda tüm tedarikçilerimizi bu politikalara tabi tutuyor ve sürdürülebilirlik ilkelerini sözleşmelere entegre ediyoruz.
Bununla beraber Akçansa’da iklim değişikliği ile mücadele kapsamında alternatif yakıt kullanım oranımızın artırılması, döngüsel ekonomi uygulamaları geliştirilmesi, çimento ürünlerinde klinker oranının azaltılması gibi konular ile ilgili Sürdürülebilirlik Deklarasyonu ve Sürdürülebilirlik Yönetim Prosedürü bulunuyor.
İklim politikalarımızı ve stratejilerimizi hayata geçirmek için aldığımız diğer aksiyonlara raporun Enerji Yönetimi, Alternatif Yakıtlar, Sürdürülebilir Ürünler ve Alternatif Ham Madde Kullanımı bölümlerinden ulaşabilirsiniz.
İklim Risk ve Fırsatlarına Yönelik Yatırımlar ve Harcamalar
İklim değişikliğine uyum sağlamak ve düşük karbonlu dönüşümü desteklemek amacıyla finansal kaynaklarımızı stratejik önceliklerimiz doğrultusunda yönlendiriyoruz. Sürdürülebilir büyümemizi desteklemek için yatırımlarımızı artırırken, yenilikçi finansman modelleriyle uzun vadeli değer yaratmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, faaliyetlerimize sağladığımız kaynaklar ve gelecekteki finansman planlarımız aşağıda özetlenmektedir.
İklimle İlgili Fırsatlarla Uyumlu Finansal Metrikler
Akçansa olarak, sürdürülebilir büyüme stratejimiz kapsamında çevresel fırsatlarla uyumlu yatırımlara öncelik veriyoruz. 2024 yılı itibarıyla, sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızın toplam tutarı 25.882.718 TL'ye ulaşmıştır.
Düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen projelerimiz kapsamında, 2030 Sürdürülebilirlik Hedeflerimizle uyumlu olarak oluşturduğumuz CO₂ Yol Haritası ve Düşük Karbon / Düşük Klinkerli Yeni Ürün Geliştirme Planı doğrultusunda yatırım süreçlerimizi yönetiyoruz. Enerji verimliliği, düşük karbonlu üretim teknolojileri ve yenilikçi ürün geliştirme alanlarında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla hem şirketimize hem de sektöre katma değer sağlamaya devam ediyoruz.
İklim Risk ve Fırsatlarının İş Stratejimize Etkisi
Düşük karbonlu ürün ve hizmetlere olan talebin gelecekte artmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda, düşük karbonlu ürünlere yönelik piyasa talebinin orta vadede (2030'a kadar) önemli bir fırsat sunduğunu değerlendiriyoruz. Çimento sektöründe düşük klinkerli ürünlere geçiş önemli bir fırsat olmakla birlikte, bu geçişi gerçekleştirmemenin de ciddi bir risk oluşturduğunun bilincindeyiz. Çimento üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarının çok büyük bir kısmı klinker üretiminden kaynaklanmaktadır. Daha az klinker ve daha fazla mineral katkı maddesi içeren çimento üretimi, karbon emisyonlarını doğrudan azaltma potansiyeline sahiptir.
Bu kapsamda, ürün portföyümüzü daha düşük klinker oranına sahip ve farklı endüstrilerden tedarik edilen cüruf ve uçucu kül gibi mineral ve ikincil malzeme katkıları içeren çimentolarla çeşitlendiriyoruz. 2030 Sürdürülebilirlik Hedeflerimiz doğrultusunda, “İnovasyon” odak alanında düşük karbonlu ürün geliştirmeye yönelik net hedefler belirledik. Bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için düşük karbonlu ürünlere yönelik Ar-Ge çalışmalarımıza odaklanıyoruz. Bu doğrultuda, daha az klinker ve daha fazla katkı maddesi içeren çimento ve beton ürünlerine yönelik Ürün Değişim Planımızı oluşturduk ve bu plan çerçevesinde gerekli üretim hattı yatırımlarını planladık. Böylece, sürdürülebilir olmayan ürünlerden çıkış stratejimizi orta-uzun vadede belirlemiş olduk.
Daha az klinker ve daha fazla katkı maddesi içeren çimento ve beton ürünlerine yönelik Ürün Değişim Planımızı oluşturduk.
Sürdürülebilir ve düşük karbonlu ürünlerimizi tanımlamak amacıyla AB Taksonomisi ve diğer uluslararası referans taksonomileri dikkate alarak mevcut ve yeni çimento ürünlerimizi kapsayan sürdürülebilir ürün portföyümüzü oluşturduk.
İklim stratejimiz kapsamında geliştirdiğimiz sürdürülebilir ürünlere yönelik bilgilere raporun Sürdürülebilir Ürünler bölümünden ulaşabilirsiniz.
Bu stratejik adımlar, iklim değişikliği risklerini yönetme ve düşük karbonlu ürün fırsatlarını değerlendirme konusundaki kararlılığımızı gösteriyor. Sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda, daha düşük karbon ayak izine sahip, su tasarrufu sağlayan ve döngüsel ekonomiyi destekleyen ürünler geliştirerek sektörümüzde dönüşüm yaratmaya devam ediyoruz.
İklim Risk ve Fırsatlarının Finansal Planlama ve Performansa Etkisi
Çevresel riskler ve fırsatlar, finansal planlamamızın çeşitli unsurlarını etkiliyor. Bu unsurlar arasında varlıklar, sermaye tahsisi, gelirler, sermaye harcamaları, doğrudan ve dolaylı maliyetler ile sermayeye erişim yer alıyor. İklim bağlantılı konular, hem riskler hem de fırsatlar doğurarak finansal stratejimizi şekillendiriyor.
Finansal Tablo Kalemi | Fırsatın Açıklaması |
Sermaye Harcamaları | Düşük karbonlu bir geleceğe hazırlık kapsamında, kurutulmuş arıtma çamuru (DSS), atık yağ, lastik türevi yakıtlar (TDF) ve geri dönüşemeyen atıklardan türetilmiş yakıtlar (RDF, SRF)" şeklinde revize edilmelidir. gibi alternatif yakıtlara yönelik yatırımlar gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, klinker oranının azaltılması ve düşük karbonlu ürünlerin geliştirilmesi için süreç değişiklikleri yapılmaktadır. Aynı zamanda biyokütle içeriği yüksek alternatif yakıt kullanımını da artırmayı hedeflemekteyiz. Kısa ve orta vadede (2030 yılına kadar) planlanan sermaye harcamalarımız, Ar-Ge çalışmaları ve üretim hatlarının modernizasyonunu içermekte olup, alternatif ham maddeler ve yeni ürün geliştirme süreçlerini destekleyen yatırımlarımız ile uyumludur. |
Gelirler | Alternatif yakıt ve ham maddelerin daha yaygın kullanımı, doğrudan maliyetleri azaltarak kârlılığı artırmaktadır. Orta vadede, düşük karbonlu ürünlere yönelik piyasa talebinin artması bekleniyor. Bu eğilim, gelirlerimizi artırma potansiyeline sahip stratejik bir fırsat sunmaktadır. |
Doğrudan Maliyetler | Kömür ve petrokok gibi geleneksel fosil yakıtların yerine alternatif yakıtların kullanılması, doğrudan maliyetlerimizi azaltıyor ve finansal performansımızı iyileştirmektedir. Bu değişim, işletme giderlerini azaltarak daha sürdürülebilir bir mali yapı oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. |
Sermaye Tahsisi | Alternatif yakıtlara geçiş sayesinde nakit akışı güçlenmiş, böylece sermaye tahsisimiz daha etkin ve verimli hale getirilmiştir. Finansal yönetimde elde edilen bu iyileşme, yatırım planlarımızı daha sağlıklı bir şekilde yönlendirmemize olanak tanır. |
Dolaylı Maliyetler | Daha düşük maliyetli alternatif yakıtların kullanımı, dolaylı işletme maliyetlerini düşürmektedir. Ancak, yakında yürürlüğe girecek karbon fiyatlandırma mekanizmaları, özellikle Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi düzenlemeler dolaylı maliyetleri artırabilir. Bu düzenlemelere karşı hazırlıklı olmak adına stratejik planlama yaparak, potansiyel mali etkileri en aza indirmeyi hedefliyoruz. |
Sermayeye Erişim | İklimle ilgili riskler ve fırsatlar, düşük faizli finansman olanaklarına erişimimizi artırırken hükümet destekleri ve iklim fonlarından finansal destek sağlamamıza yardımcı olmaktadır. Cap-and-trade gibi karbon ticareti sistemlerine yönelik senaryo modellemeleri, finansal planlamamıza dahil edilerek 2030 yılına kadar karşılaşabileceğimiz ek maliyetleri önceden öngörmemizi sağlamaktadır. |
Varlıklar | Tüm varlıklarımız, iklimle ilgili riskler açısından değerlendirilmekte ve uygun sigorta süreçleri devreye alınmaktadır. İklim risklerine karşı varlık dayanıklılığını artırmak amacıyla güçlendirme ve iyileştirme yatırımlarına yönelik karar alma süreçleri etkinleştirilmektedir. |
Metrik ve Hedefler
Akçansa olarak iklim değişikliği ile mücadelede sorumluluğumuzun bilinciyle, uluslararası ölçütler ve bilim temelli hedeflerle uyumlu olarak iklim hedeflerimizi belirliyoruz. 2024 yılında bu kapsamda hedeflerimizi güncelledik. Enerji yönetimi ve alternatif yakıt kullanımına yönelik hedeflerimiz ve performansımızı ilgili bölümlerde detaylandırıyoruz. Sera gazı emisyonlarımızı, “TS EN ISO 14064-1:2018 Sera Gazları-Bölüm 1: Sera Gazı Salımlarının ve Uzaklaştırmalarının Kuruluş Seviyesinde Hesaplanmasına ve Raporlanmasına Dair Kılavuz ve Özellikler” standardına ve Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardına (2004) göre ton karbondioksit eşdeğeri biriminde hesaplıyoruz. Emisyon hesaplarını yaparken tüketim miktarları kapsamında (enerji tüketimi, satın alınan ham madde, yakıt, satış, seyahatler vb.) gerçek hizmet ölçümüne dayalı miktarları dikkate alıyoruz.
Emisyon hesaplamalarında kontrol yaklaşımını benimsiyoruz. Buna göre, operasyonel kontrol yetkisine sahip olduğumuz faaliyetlerden kaynaklanan tüm sera gazı emisyonlarını raporluyoruz. Bu yaklaşım, operasyonel sınırlarımız içindeki tüm emisyonlar için %100 sorumluluk üstlenmemizi ve yönetmemizi sağlıyor. Emisyon azaltım politikalarını uygulama yetkisine tam olarak sahip olduğumuz için karbon ayak izimizi etkili bir şekilde yönetebiliyoruz.
Tüm operasyonel faaliyetlerimiz ve iş kollarımızdan kaynaklı Kapsam 1 emisyonlarımızı ölçüyoruz. Hesaplamalara, doğal gaz, fuel oil, petrokok, alternatif yakıtlar, R22 ve soğutucu gazlar ve yangın söndürme cihazlarının emisyonları ile proses bazlı emisyonlarımızı gerçek veriler ve ölçümler kullanarak dahil ediyoruz.
Şebeke elektriği tüketiminden kaynaklanan Kapsam 2 emisyonlarımızı konum ve pazar bazlı olarak hesaplıyoruz. Pazar bazlı emisyonları 2024 yılında satın aldığımız I-REC ve YEK-G sertifikasyonları ile sıfır olarak hesapladık.
2050
net sıfır emisyon hedef yılı
Tüm Kapsam 3 emisyon kategorilerini önemlilik bakımından değerlendirerek hesaplamalara Kategori 1: Satın Alınan Mallar ve Hizmetler, Kategori 3: Yakıt ve Enerji Kaynaklı Emisyonlar, Kategori 4: Yukarı Yönlü Taşımacılık ve Dağıtım, Kategori 6: İş Seyahatleri, Kategori 7: Çalışanların İşe Geliş Gidişleri, Kategori 9: Aşağı Yönlü Taşımacılık ve Dağıtım ve Kategori 10: Satılan Ürünlerin İşlenmesi kategorilerini dahil ettik.
Tüm Kapsam 1, 2 ve 3 emisyonlarımızı sınırlı güvence hizmeti alarak doğruladık.
Güvence Beyanına Ekler bölümünden ulaşabilirsiniz.
Akçansa olarak Türkiye’nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi ve ana hissedarlarımızın net sıfır hedeflerine uyumlu olarak 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Bununla beraber 2030 ara dönem hedeflerimiz ve kilometre taşlarımızı da belirledik.11
2024 yılında, Kapsam 1 net emisyon yoğunluğumuz bir önceki yıla göre %0,57 artarak 705 kg CO2e/ton çimentomsu olarak gerçekleşirken, Kapsam 1 brüt emisyon yoğunluğumuz %0,81 azaldı. Ürün spesifik Kapsam 3 emisyon yoğunluğu ise baz yılı olan 2023 yılına göre %15 artış gösterdi.
11 Yasa veya yönetmelikler uyarınca yerine getirilmesi gereken bir emisyon azaltım hedefimiz bulunmamaktadır.
Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.
Performans Göstergesi | Birim | 2023 | 2024 | 2030 Hedefi |
Kapsam 1 CO2 emisyon yoğunluğu - net | kg CO2e/ton çimentomsu | 701 | 705 | 585 |
Kapsam 1 CO2 emisyon yoğunluğu - brüt | kg CO2e/ton çimentomsu | 742 | 736 | 626 |
Kapsam 2 Emisyonları (Pazar bazlı) | ton CO2e | 0 | 0 | 0 |
Ürün spesifik Kapsam 3 CO2 emisyon yoğunluğu ve azaltımı (2023 baz yılına göre) | ton CO2e/ton üretim10 | 0,103 | 0,103 | 0,08 (-%25) |
Klinker kullanım oranı | % | 87,5 | 85,8 | 75 |
10 Toplam üretim; o yıl gerçekleşen toplam çimentomsu ürün, beton ürünleri ve agrega ürünlerini kapsamaktadır.
Sağa kaydırarak tablonun devamını görebilirsiniz.
Sera Gazı Emisyonları12 | Birim | 2023 | 2024 | 2030 Hedefi |
Kapsam 1 Emisyonları (brüt) | ton CO2e | 5.533.084 | 5.309.000 | 5.484.834 |
Kapsam 1 Emisyonları (net) | ton CO2e | 5.276.965 | 5.011.227 | 5.259.903 |
Kapsam 2 Emisyonları (Konum Bazlı) | ton CO2e | 301.672 | 300.057 | 296.562 |
Kapsam 2 Emisyonları (Pazar Bazlı) | ton CO2e | 138.070 | 0 | 0,08 (-%25) |
Kapsam 3 Emisyonları | ton CO2e | 1.457.047 | 1.718.887 | 1.758.743 |
Toplam Sera Gazı Salımları | ton CO2e | 7.128.201 | 7.027.887 | 7.243.577 |
12 Sera gazı emisyon verileri, Akçansa’nın finansal konsolidasyonuna dahil grup kapsamında verilmiştir. TSRS 2 29 (a)(iv)(2) kapsamında sözü geçen iştirakler, iş ortaklıkları ve konsolide edilmeyen bağlı ortaklık bulunmamaktadır. Faaliyet raporunda sunulan uzun vadeli finansal yatırım kaleminde yer alan şirketlere yönelik emisyon verileri dahil edilmemiştir.
2030 sera gazı azaltım yoğunluk hedeflerimizi Paris İklim Anlaşması ve Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) ile uyumlu olarak hazırladık. 2025 yılı ilk çeyreğinde, SBTi hedefimizin teslim edilmesi ve 2030 yılına kadar olan emisyon azaltım yol haritamızın tamamlanmasını planlıyoruz. Belirlediğimiz 2030 ve 2050 hedefleri, tüm Akçansa faaliyetleri ve coğrafi bölgelerini kapsamaktadır. 2023 yılına kıyasla 2024 yılında Kapsam 1 emisyonları (brüt) %3,3 oranında, Kapsam 1 emisyonları (net) %4,96 oranında artış göstermiştir. Kapsam 3 emisyonları ise %2,3 oranında artmıştır. Kapsam 2 Pazar bazlı emisyonlarını ise geçtiğimiz raporlama döneminde olduğu gibi satın aldığımız I-REC ve YEK-G sertifikaları ile birlikte sıfırladık.
Akçansa’nın 2024 yılında emisyonları doğrudan sınırlamayı veya azaltmayı amaçlayan bir emisyon sınırlayıcı düzenleme veya program kapsamındaki brüt toplam Kapsam 2 sera gazı emisyonları bulunmamaktadır. Ancak Türkiye’de uygulamayı konulması planlanan Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi ile birlikte önümüzdeki raporlama dönemlerinde bu kapsamda emisyonlarımızın bulunacağını öngörüyoruz.
Karbon Kredisi Kullanımı
2024 yılında herhangi bir karbon kredisi alımı gerçekleştirilmemiştir. Değer zinciri ötesi azaltım kapsamında önümüzdeki dönemlerde karbon kredisi satın alımı gerçekleştirebiliriz. Ancak, net sera gazı emisyonu hedeflerimize ulaşmada karbon kredilerinin nasıl ve ne ölçüde kullanılacağı konusunda henüz kesin bir çerçeve belirlemedik. Önceliğimiz, operasyonel emisyonlarımızı en aza indirmek ve kalan emisyonları dengelemek için karbon kredilerini tamamlayıcı bir araç olarak değerlendirmektir. Karbon kredisi stratejimizi ve uygulama yöntemlerimizi önümüzdeki dönemde netleştirmeyi planlıyoruz. Bununla beraber ülkemizde 2025 yılında yürürlüğe girmesi beklenen İklim Kanunu kapsamında denkleştirme mekanizmaları dahilinde karbon kredisi kullanımını, şirketimizin CO2 emisyon performansına bağlı olarak değerlendirmeyi planlıyoruz.
İç Karbon Fiyatlandırması
Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde karar alma mekanizmalarını güçlendirmek ve düzenleyici gerekliliklere hazırlıklı olmak amacıyla gölge fiyatlandırma yöntemini kullanıyoruz.
Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde karar alma mekanizmalarını güçlendirmek ve düzenleyici gerekliliklere hazırlıklı olmak amacıyla gölge fiyatlandırma (shadow pricing) yöntemini kullanıyoruz. 2023 ve 2024 yılında geliştirdiğimiz karbonsuzlaşma projeksiyonu, Türkiye’de emisyon ticaret sisteminin (ETS) devreye alınmasıyla ortaya çıkabilecek karbon fiyatlarını içermektedir.
İç karbon fiyatı, 5-10 Avro/ton CO₂ aralığında olup her yıl %20 artış öngörülmektedir. Fiyat belirleme sürecimizde AB ETS fiyat seviyeleri, küresel ETS trendleri ve Türkiye’deki serbest tahsisat mekanizmaları dikkate alınmaktadır.
İç karbon fiyatlandırması, özellikle yatırım kararlarında zorunlu bir değerlendirme kriteri olarak uygulanıyor. Operasyonlarda enerji verimliliği ve karbon azaltım yatırımlarında karar destek mekanizması olarak, ürün ve Ar-Ge süreçlerinde düşük karbonlu ürünlerin ve sürdürülebilir inovasyon projelerinin önceliklendirilmesinde ve risk yönetimi süreçlerinde finansal planlamalarda karbon maliyet etkisini değerlendirmek için iç karbon fiyatı kullanıyoruz. Karbon fiyatlandırmasının etkisini analiz etmek için simülasyon modelleri kullanıyor ve FAVÖK üzerindeki etkisini değerlendiriyoruz.
TSRS 2’nin Sektör Bazlı Uygulanmasına İlişkin Rehber’in İnşaat Malzemeleri ekinde yer alan sektör bazlı metrikleri değerlendirdik. Bu kapsamda ilgili veriler raporun Enerji Yönetimi, Hava Kalitesi, Su Yönetimi, Atık Yönetimi bölümünde ve Ekler bölümü Çevresel Performans Göstergeleri tablolarında yer almaktadır. Ayrıca, yine raporun Ekler bölümünde yer alan SASB Beyan Tablosu’nda ilgili metriklerin hangi bölümlerde beyan edildiği açıklanmaktadır.
Yasal Uyarı
Akçansa 2024 Entegre Faaliyet Raporu (“Rapor”), Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Akçansa”) tarafından hazırlanmıştır. Rapor kapsamında yer alan ve Akçansa tarafından hazırlanan TSRS uyumlu senaryo analizleri, finansal önemlilik çalışmaları, iklim değişikliği odaklı fiziksel ve geçiş riskleri dahil tüm çalışmalar Akçansa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin verilerine, hesaplamalarına, uzman görüşüne ve ulusal/uluslararası standartlara dayanmakta olup, üçüncü şahıs/firmaların bu varsayımlardan faydalanması sonucunda ortaya çıkabilecek kayıp/zararlardan Akçansa sorumlu değildir.